Ahmet Avanlıer

Bir İstanbul Anısı

BİR İSTANBUL ANISI

Bazen bir şairin yosun kokan mısralarında, bir vapur güvertesinden seyre daldığı masmavi deniz ve yol boyunca kendisine eşlik eden martıların hikayesi dinledik İstanbul’u,

Bazen bir yazarın romanında, bir eski İstanbul mahallesinin sımsıcak dostluklarına imrenerek, sanki biz de huzur dolu evlere misafir oluyormuş gibi okuduk İstanbul’u,

Bazen bir tarihçinin yazdıklarından anlamaya çalıştık, tarih boyunca birçok hükümdarın ve medeniyetin İstanbul’a olan aşkını ve tutkuya dönüşen ona sahip olma arzusunu...

Bazen de bir senaristin gözü ile İstanbul’un yedi tepesinden süzülerek izledik, hisarları, surları, sarayları, İslam’ın nişanesi yüzlerce minaresini... şükrederek,

1453 yılında Fatih Sultan Mehmet Han’ın o kutlu müjdeye şerefyab olduğu andan bugüne hâkimi ve hadimi olduğumuz aziz İstanbul, adına şiirler, romanlar yazılan... uğruna savaşlar yapılan kutlu şehir.

Sevgili dostlar, geçtiğimiz hafta bir vesile ile bir hafta kadar misafiri olduğum bu kadim şehirden birkaç not da ben yazmak istedim müsadenizle,

İnsan okudukça ve öğrendikçe daha da seviyor, o zaman gezdiği hem yerler, gördüğü tarihi eserler, eski sokaklar, camiiler, surlar taş duvar olmaktan çıkıyor, bir başka fısıldıyor kulağına. Ben seninim diyor... ben seninim ama sen ne kadar benimsin diyor adeta.

Daha önce birçok kez bilet alıp girdiğim Ayasofya önündeyim...

Ayasofya Camii Şerifi...

Hemen girmiyorum içeri, önce şöyle bir tefekkür ediyorum avlusunda birbirinden farklı minarelerine bakarak, daha önce hiç öyle bakmadığımı fark ediyorum. Şimdiye kadar Ayasofya hakkında okuduklarım geçiyor aklımdan, Atam Fatih Sultan Mehmet’i düşünüyorum, ecdadı yâd ediyorum, dalıyorum bir an. Ağır adımlar ile ilerlerken Ayasofya Camii içerisine doğru şükür, hamd ve dualar ediyorum içimden.

Içerdeyim... boğazım düğümleniyor. Allah’ım bu ne büyük gurur. Içime çektim gördüm ki kokusu değişmiş, buğulu gözlerle bakmaya doyamadım baktım ki dokusu değişmiş... İslâm olmuş Elhamdülillah. İki rekat şükür ve tahiyyet-ül mescid namazı kılıp bu anı nasip eden Yaradana şükrümü eda ediyorum ve ardından kılıç hakkı olan fethin simgesi bu mabedi aslına çeviren, emeği olan herkese ve Reis’e dua ediyorum, ömrü uzun ve bereketli olsun.

Bir anons duyuyorum birazdan, “Değerli misafirler, namaz vakti gelmiştir, ziyaretçilerin dışarı çıkması gerekmektedir...” bilmiyorum neden ama çok duygulanıyorum bu anonsa, Elhamdülillah diyorum.

Namaz sonrası tarif edilemeyecek bir iç huzuru ile çıkıyorum Ayasofya Camii Şerifinden. Hemen avlunun tramvay durağına bakan tarafında ise belki içinde bulunduğumuz durumu özetleyen yüreğimi burkan, tuhaf bir sahne yaşıyorum, tefekküre vesile olsun diye sizlerle paylaşıyorum. Milli piyango satan yaşlı bir amca ve bilet alan baş örtülü bir teyze görüyorum. Teyzemizin bilet çekmeden önce ellerini dua eder gibi açtığını görünce merakıma engel olamıyor duymak için biraz daha yaklaşıyorum ;

“Allah’ım ne olur bana çıksın !!!, çıkarsa para fakire fukaraya da yardım edeceğim, Bismillahirrahmanirrahim” duyduklarım her ne kadar trajikomik olsa da yüreğimi acıtıyor. Belki bu teyzemiz biraz önce Ayasofya Camiinden çıkmıştı, belki tekrar camii olması için dualar etmişti, göz yaşı dökmüştü, belki Kur’an okuyan, namazını eksiksiz kılan birisiydi... ama şimdi Allah’ın haram kıldığı bir şey için besmele çekerek dua ediyordu. Ne acı değil mi? Ümmetin durumu da böyle değil mi diye hayıflandım içimden. Anlamadan okuyor, sadece şekilden öteye geçemiyor, içi boşaltılmış sözde müslümanlar olmaya doğru evriliyoruz. Birkaç uyanık şuurlu müslüman sayesinde de nasip olan nimetlere şükretmeyi bile beceremiyoruz.

Bu duygular içinde, ecdadın mücadelesini ve 24 haftadır Tarih ve Şuur Söyleşilerinde Fevzi Konaç ağabeyimden dinlediğim anekdotları da düşünerek hüzünle yürüyorum Divan yolundan, Amacım Sultan 2. Murad türbesinde meftun ecdada bir fatiha okumak...

Hülasa dostlar, her bir karesine roman yazılacak bu sevda şehrine küçük bir not da bizden kalsın diye yazdığım yazımı bugün nasip Ayasofya Camiinde nasip olan şükür namazını Mescid-i Aksa’da da kılabilmek duasıyla hepinizi Allah’a emanet ediyorum.

Kalın sağlıcakla,

Ahmet AVANLIER 17.02.2021

1 Yorum

Zekeriya

Zekeriya

17 Şubat 2021
Duana amin kardeşim, maalesef toplumun geldiği nokta bu. Daha yapılacak çok iş var çok. Tamamını izleyemedim ama Mısırlı spiker not etmiş; izlersen bağlantı https://youtu.be/82j5UpB0HyY Allah sonumuzu hayırlı etsin, bu vesileyle kandilin mübarek olsun.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri