Rumeysa Genç

-YENİ- Beytül Makdis Yol Haritası

BEYTÜL MAKDİS YOL HARİTASI

Kudüs coğrafi değil, imani meseledir.

Necmettin Erbakan

Kıymetli okuyucularımız, Muhammed Emin Yıldırım hocanın “Kudüs İçin Neler Yapabilirim?” isimli sohbetinden mülhem hazırladığımız yazımızı sizlerin alakasına sunuyoruz. Allah hocamızdan ve Kudüs’e emek veren herkesten razı ola.

Şehirler içerisinden üç şehir, dağlardan üç dağ, mescitlerden üç mescid vardır ki bizim için çok önemlidir. Din , izzet ve akide meselesidir. Evvela bunu zihnimize iyice yerleştirmeli ve anlamalıyız.

Üç şehir ; İbrahim’in şehri olan Mekke, Allah Resulünün şehri olan Medine, İsa’nın şehri olan Kudüstür. Elbette ki Mekke sadece Hazreti İbrahim'in şehri değil fakat onunla sembolleşmiştir. Allah Resulünün şehri Medine onunla alakalı, Kudüs ise onlarca peygambere zemin olmuş bir şehirdir ama son merhalede Hz.İsa var. Bundan dolayı Kudüs’ü İsa peygamberle eşleştirerek anlamamızda bir mahsur yoktur.

Dağlardan üç dağ ; vahyin ilk indiği Hira, cennet dağlarından bir dağ olan Uhud ve Kudüs’ün Hira’sı olanZeytindağı. Bu üç dağ da pek mühimdir.

Peki ya üç mescid ? Temellerini Hz. Adem’in attığı Mescid-i Haram, binasını Efendimizin ve sahabelerinin birlikte inşa ettiği Mescid-i Nebevi ve tabi temellerinde Hz. Davud, Hz. Süleyman ve nice peygamberlerin emeği olanMescid-i Aksa. “Yolculuk ancak şu üç mescidden birisine ibadet için olur. Benim şu Mescidime, Mescid-i Haram’a ve Mescid-i Aksa’ya”

Bu üçler bizim için hayati derecede hususi ve kıymetlidir. Burada öğrenmemiz gereken şudur: saydığımız mirasların birbirleriyle irtibatını unutmazsak bu üç şehrin de kardeş olduğunu ve bize bir şeyler söylediğini anlayabiliriz. Mekke bizim için akıl, Medine kalb, Kudüs ise gözdür. O halde gözümüzü korur gibi Kudüs’ümüzü korumalı, ona sahip çıkmak zorundayız.

Şimdi, Kudüs için yapılabileceklere gelelim.

Öğrenci, ev hanımı, tüccar, asker, doktor, mühendis… Hayatın herhangi bir alanında yol izleyen müslüman biri olarak Kudüs bilincini kuşanır, oranın bizim için ne ifade ettiğini kavramalıyız.

Etrafımıza bu bilinci yaymalı, sadece İsrail saldırdığında hatırlamadan her daim gündemimizde tutmalıyız. Aklımızın, kalbimizin bir yerinde yaşamalıdır. Zira Kudüs, değişmez ve değiştirilemez gündemimizdir. Ana-baba isek evladımıza Beytü'l Makdis’i öğretmeli, fethe giden yolculukta kimler olduğunu tanıtmalı ve onların ruhuna hakiki heveslerin tohumunu ekmeliyiz. Bu şahsiyetler sadece tarih sahnesinde unutulmamalı.

Her ne iş yapıyorsak işimizin hakkını vermeli, uğraşımızın bir gün Kudüs’e yarayacağını unutmamalıyız. Ben ne yapabilirim, sorusu yoktur. İman varsa imkan vardır. Selahaddin Eyyubi zamanında bir marangoz ne yaptı ? Bir marangozdu ve onun elinden gelen Mescid-i Aksa için minber yapmaktı. Ne yapıyorsak “bu Kudüs içindir” niyetleriyle amellerimizi güzelleştirmeliyiz. De ki: "Benim namazım, (her türlü) ibadetim, hayatım ve ölümüm, hepsi âlemlerin Rabbi olan Allah içindir.”

Maddi olarak, İsrail sömürgesine maruz kalan kardeşlerimiz için gücünüz ölçüsünde ellerinden tutmalıyız.

Cihadın iki mühim ayağı vardır ki, onlar ilim ve iktisattır. Bu alanlarda ümmetin kalkınması için etkin adımlar atmak, sloganlarımızın altını doldurmak ve hiç bir kuvvete mahkum olmamak adına gayret sarf etmek, daimi sonuçlar doğuracaktır. İnanıyoruz ki fethe götüren bilgidir.

İlim, bilim, sanat, edebiyat ve teknolojide ilerlemeli sadece bu memleket için değil, İslam coğrafyalarının daha iyi noktalara varmasında elçiler olmalıyız. Kendimizin nefessiz kaldığı zamanda Kudüs’e nasıl nefes olabiliriz ?

Son olarak “Eğer oraya gidemez ve içinde namaz kılmazsanız kandillerinde yakılmak üzere oraya zeytinyağı gönderin.” düsturunca her daim dualarımızın başında anar  orayı ışıksız bırakmayız.  Dualarımızla halimizi Allah’a arz ederken, bizden beklenilen fiili sorumluluğu da yerine getirmeliyiz. Hepimizin emeği birleştiğinde Mescid-i Aksa’nın hürriyeti gün geçtikçe yaklaşmış olur, hasret nihayete erer. Bu hasreti bitirecek olan gökten gelecek rahmet değil, yerden bitecek ve yerin göğün rahmetini celb edecek adımlarıdır. Göğün rahmeti yerin gayretine bağlıdır. Bizler yerde gayret ettikçe göğün kapıları bize açılacaktır. Dualarımız tüm cihanda Ezan-ı Muhammedi’nin özgürce çağlaması içindir.

Allah bizleri ilahi muştuya şahit olanlardan eylesin.

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri