MÜFİT FURKAN

"Liyakate Referans Ol"...

Sosyal medyada denk geldiğim, ironi içeren bir dua neticesi bu yazıyı kaleme almaya karar verdim. Şöyle diyordu: "Ya Rabbi; bizleri en az sosyal medyada göründüğümüz kadar devletçi, iman sahibi ve vatansever eyle ve ‘sahip olduğu liyakat’ ile bir vazifeye ‘atanan’ yöneticilerimizin basiretini artır”. İlk okuduğumda tebessüm ettiğim, biraz düşününce de “vay halimize” dediğim bir dua. Burada iki ayrı husus var; biri göründüğü gibi olmayanlar, diğeri ise liyakatsiz yöneticiler.

Evet; hangimiz göründüğümüz gibiyiz?! Hz. Mevlânâ'nın "ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün" öğüdü tam da yaşadığımız döneme hitap etmiyor mu? 

Hakikaten şöyle bir göz gezdirince sosyal medya görünümlerimize, bazı profillerde; hırsızların kul hakkı savunucusu, bölücülerin demokrasi aşığı, namaz kılmayanların "hoca", Arapça bilmeyenlerin “Kur'an mealcisi”, mafya müteahhitlerin "hayırsever", bakkala gitmeye üşenenlerin maraton koşucusu, siyasetle yönetici olanların liyakat hassası, ayyaşın Yeşil Ay gönüllüsü, pez...gin (affınıza sığınarak) ahlak abidesi olduğunu şaşkınlıkla ve ibretle müşahede ediyoruz. İşin daha vahimi, yalnızca sanalda değil gerçek hayatta da bu gibi kişiler aynı görünümde. Ne diyelim; bu tipleri Allah (cc) ıslah etsin, bizlere de herkesi olduğu gibi görebilme basireti versin.  

Gelelim ikinci hususa. Liyakat hayatın her aşamasında aranması gereken bir husus ama akla genel itibariyle kamu geldiği için bu mecrada ele almak istedim. Acaba kamuda liyakat ne kadar revaçta? 

Söz konusu kamu olunca, devlet olunca maşallah her birimiz (deyim yerindeyse) mangalda kül bırakmıyoruz. Yöneticinin liyakatli olmadığından dem vururken fırsat bulursak hepimiz makama talibiz. Esasında; her kesimden fertlerin kamuda ısrarla istediği, yıllardır beklediği şey liyakat! Peki; kamu idarecilerinin atanma usul ve esasları liyakate dayalı mıdır? Bir okul müdürü, diğer öğretmenlerden daha bilgili, donanımlı veya yönetme kabiliyeti olduğuna göre mi seçiliyor? Ya da bir Başhekim diğer hekimlerden daha becerikli ve eğitimli olduğu için mi hekimlerin başı? Herhangi bir daire başkanı bulunduğu dairedeki tüm memurlarından daha tecrübeli olduğu için mi başkan? Bir müftü diğer adaylardan daha iyi Kur'an, fıkıh, siyer vb. İslami İlimlere hâkim olduğu için mi orada? Bir Rektör üniversitedeki diğer tüm akademik personelden daha üstün olduğu için mi başta? Ve hakeza benzer yöneticilikleri kıyas edin.

Torpilin, yerini “referansa” bıraktığı bir dönemde (Allah var eskiye oranla bir nebze liyakatin de göz önünde bulundurulduğunu biliyoruz) atananlar kadar onlara referans olanların da vebali büyük. 

Siyasiler başta olmak üzere atamalarda etki sahibi olan Sayın Referans Mercileri; omzunuzdaki yük ağırdır bilesiniz. Hali hazırdaki milyonlarca vatandaşın yanı sıra, hedeflerine emin adımlarla yürüyen güçlü Türkiye’nin geleceğinin de vebali sizlerde. Şayet layık olmadığı halde yalnızca menfaatinize uyduğu için birinin bir devlet kademesine gelmesinde payınız varsa vay halinize... Layık olmadan atadığınız bir okul müdürünün yetiştiremediği öğrencinin vebali sizdedir. Layık olmayan bir hekimi Başhekim yaparsanız tedavisi yarım kalan veya ihmal nedeniyle vefat eden her hastanın vebali sizdedir. Layık olmayan bir mühendisi Başmühendis yaparsanız boşa giden her yatırımın, ederinden fazlaya mal olan her projenin vebali sizdedir. Haaa bir de layık olmadığınız halde sizi “referans” kabul eden daha üstler varsa sizlerin vebali de onlardadır ki, o konuya şimdilik girmeyelim...   

Bir dua ile bitireyim; 

Ya Rabbi; bizleri en az sosyal medyada göründüğümüz kadar devletçi, iman sahibi ve vatansever eyle, liyakat sahibi yöneticilerimizin ve onlara referans olan liyakatli kişilerin sayısını artır ve bize layık olduğumuz şekilde muamele etme. Amin. 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

1 Yorum

İlliyyun

İlliyyun

26 Ağustos 2020
Müthiş ! Kıyametin fragmanını seyrettiğimiz bu çağda "liyakat meselesi" insanlığın, özelde Müslümanların - ki Müslümanların bu hususta örnek teşkil etmesi gerekirken- birincil sorunlarından birini oluşturuyor. İşler yürümüyor haklar ihlal ediliyor.. Referans olan referans olunan ve buna göz yumanların hiçbiri vicdan muhasebesi yapmıyor mahkemei Kübra da vereceği hesabdan bigane huzur içinde yaşayabiliyor. Kalpler katılaşıyor. Yapılanlara kılıf daima hazır bulunuyor. Din için, devlet için, millet için, gelecek için vs.. Her biri "değeri için" "değerlere rağmen " yürütülen liyakat! savaşları.. Allah bizi bu vebalden muhafaza etsin. Hesap gününden korkan kalp lutfetsin.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri