Mustafa Şen

Çok Üzgünüm…

Çok Üzgünüm…

Mustafa ŞEN/Genç Sultan Koleji Genel Müdürü

Son zamanlarda konuşulan tek konu maalesef para! Hızını hiç kaybetmeyen ve canlar almaya devam eden salgın bile gündemden çıktı. Ne yazık!

10 yaşında olan küçük oğlum Esat haberleri izlerken bir soru sordu bugün bana: Bu insanlar parayı neden bu kadar çok konuşuyor? diye. Ahh babacığım! Dedim içimden ama bu soruyla birlikte hemen fırsat eğitimini de kaçırmadım.

Soruya soruyla cevap vermek ve sonuca düşünerek kendisinin cevap vermesini sağlamak etkili öğretme yöntemlerindendir, bende bunu tercih ettim.

1.Soru: Amaç ve Araç nedir?

Amaç: Ulaşılmak istenen anlamlı ve değerli sonuç, Hedef

Araç: Sizi hedefinize taşıyacak her şey

İlk amacımız hepimizin itiraz etmeden kabul edeceği; Doğru, Dürüst, Güvenilir, Merhametli, Çalışkan, Adaletli İyi bir İNSAN olmaktır.

Bu amaca ulaşmanın yolculuğu Anne karnında başlıyor ve İlk Kuralımız “Helal Lokma” oluveriyor. Anne ve Babanın bu uzun yolculuktaki görev ve sorumluluğu YOL’ un ilk başta doğru başlaması için çok önem arz ediyor. Hani derler ya “İlk Düğme” çok önemli diye… Bazen geri dönüş mümkün olmuyor maalesef.

Helal Lokma ile başlayan yolculuğun İkinci önemli kuralı ise “Sözlerimiz” dir. Eğitimi Anne karnında başlayan çocuğun bedeni ve ruhu şekillenirken duydukları ve hissettikleri güzel, anlamlı ve doğru sözler olmalı. Çocuk Ailesinde ve yakın çevresinde yalan, hile, şiddet, haksızlık, kötü niyet duymamalı, görmemeli ve hissetmemelidir. 3 yaşından sonra ise eğitim göreceği kurumlarında bu konularda hassas ve önem veren kurumlar olması elzemdir. Çocuğun 3-18 yaş arasında ki ferdin inkişafında kimlerle arkadaş olacağı da ebeveynleri tarafından dikkatlice seçilmelidir.

2.Soru: Para Amaç mıdır? Araç mı?

Kişi, Aile ya da Toplumlar parayı Amaç edindikleri takdirde 1.Kural olan “İyi İnsan” olma özelliğini kaybederek geri dönüşü olmayan, en önemli değerlerin kaybedildiği çıkmaz bir yola girilmiş olur. Bencilleşen fertler, Aile-Akraba-Arkadaş-Toplum-Birlik ve Beraberlik mefhumlarını kaybederek yozlaşma, kişilik bozuklukları, mutsuzluk sonucunda Aile ve Toplum sağlığını bozarlar. Bu süreç kişinin “Hayvandan da aşağı olanlar” grubuna girmesine neden olur. Para, asla amaç olmamalıdır!

Para, iyi bir insan olma hedefi için çok iyi bir araç olarak kullanılırsa, “oluklar çift, birinden Nur akar birinden Kir” olgusunun karşılığını amaç ve araç için görmüş oluruz.

İyi insan olmak için parayla her şeyi yapan insanla, para için her şeyi yapan insanı iyi ayırt etmek gerekiyor.

İyi bir insanın yapması gereken en önemli şey ise yaptığı işi en iyi şekilde yaparak “Allah işini güzel yapanları sever” müjdesine nail olmak için gayret gösterir. İşte kazancını Helal yoldan kazanmak ve harcamak bizi en başa tekrar götürür. Mutlu ve huzurlu bir Ailenin anahtarını bize hatırlatır.

Kapitalist düzenin kanımıza işleyerek “İyi İnsan” olma amacını tamamen zedelediği “Birikim” konusu yazımızın konusunu oluşturuyor aslında. İnsanların vermeyi, paylaşmayı unuttuğu günümüzde, parasını amaç olarak belirlemiş kişilerin onu canı pahasına korumak için dolar mı, euro mu, altın mı, faiz mi diye ne yapacağını şaşırması ve bütün gündemini meşgul etmesi gerçekten çok acı. Buradaki hiçbir şey birikim olamaz tabi ki! Gerçekte birikimin yediklerimiz ve verdiklerimiz olduğunu anladığımızda umarım çok geç olmaz.

İyi İnsan olma erdemleri arasında çalışkan olmakta vardı. İşte yapılması gereken helalinden ticaret, istihdam, üretim yaparak hayra vesile olmaktır. Allah’a ve Peygamberine savaş açmadan, faize bulaşmadan, fakiri ezmeden, Müslüman kimliğini unutmadan dosdoğru olmak. Olması gereken.

Yeni ekonomi sisteminin ayak seslerinden faize açılan savaş ve faizin düşürülerek bankacılık sisteminin değiştirilmesi, paradan para kazanma devrinin kapatılarak üretim ve istihdamın teşvik edildiği yeni Adil bir düzenin kurulması hepimizin duasıdır.

Ancak kişilerin Türk parasını koşarak bahsi geçen kur korumalı faiz hesaplarına faizle yatırmasının teşvik edilmesi, güvence verilmesi ve hazineden bu kişilere fark ödenmesi açıklamalarını “fark çıkmayacak ki” düşüncesiyle bile olsa doğru bulmuyorum. Neticede insanlar devletin söylemleriyle paralarını faize yatırıyorlar.

Hiçbir Müslüman faize parasını yatırmayacaktır. Eğer bu ülkedeki Müslümanların yastık altındaki paralarını değerlendirmelerini ve ekonomiye katkılarını teşvik etmek istiyorlarsa, üretim ve istihdamı artıracak alanlar devlet kanalıyla sunulmalı, teşvik ve güvence bu alanlara verilmelidir. Bankalara değil!

İşte bu yüzden Çok Üzgünüm…     

Devletimiz büyümek istediği her alanla ilgili yatırım kanallarını halkına açmalı, Devlet Milletiyle el ele vermeli, ortak olmalı, Halk tüm varlığını hazineye teslim ederek üretim ve istihdama destek olmalıdır. Devlet gıda sektörünü şirketlerin acımasız ellerine bırakmamalı tüm kontrolü elinde tutmalı ve bu konuda parayı amaç edinmiş aşağılıklara fırsat vermemelidir. Savunma Sanayi, Aselsan, TOGG, Baykar vs gibi şirketlerin gücünün ve sayılarının artması için tüm teşvik ve yatırımlar Devlet güvencesiyle halktan topladıklarıyla halkla birlikte yapılmalıdır. Bu Aziz Millet ihanet ve saldırılara rağmen her zaman Devletinin yanında olmuştur.

Ben Devletime güvenmek ve inanmak istiyorum.

2 Yorum

Adalet Şen

Adalet Şen

25 Aralık 2021
Muhteşem bir yazi olmuş kutluyorum...👍👏👏👏Ben de devletime güvenmek istiyorum ama çoooook üzgünüm ... Bankada birikimi olabilenlerin yarin ne yiyeceğini düşünürken, devletine hizmet alabilmek için ödemiş olduğu vergilerinden fonlanmasi gibi bir çözüm programindan dolayi çok üzgünüm....

Fatih Çalışkan

Fatih Çalışkan

27 Aralık 2021
Çok güzel bir yazı olmuş Yüreğinize sağlık

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri