AV. MUSTAFA İLHAN

-YENİ- SİYASAL İSLAM

SİYASAL İSLAM

Çok sevdiğim bir Avukat arkadaşın Siyasal İslam diye kafasında çizdiği bir profili tenkit etmesi üzerine bu konuda bir yazı yazarak konuyu açmak istedim. Benim dini bilgilerim İslam konusunda yazı yazmaya kâfi olmadığından hatalı yazacağım konu olursa Allah’a sığınarak onun affını diliyorum. Ancak 13 yaşından bu yana Türkiye ve Dünya siyaseti hakkında bilgi sahibi olduğuma inandığım için yazı yazmakta beis görmüyorum.

İslam dinini diğer dinlerden ayıran bazı özelliklere işaret ederek yazıma başlamak istiyorum.

Yahudi inancında cennet sadece Yahudilerin girebileceği bir yer. Bu inanca göre siyaset de devlet de seçilmiş kavme göre şekillenir. Hristiyanlık da ise Allah dünya işlerine karışmaz siyaset, ülkeler ve devletlerin kapitalist emperyalist sömürücü olmasında beis yoktur. Komünizm gibi ateist kesim ise insanı sadece dünyadaki bir varlık olarak görüp, dünyadaki mutluluğu uğruna kendisi gibi düşünmeyenleri ezecek, yok edecek, köle edecek ancak cennet ve cehenneme inanmadıkları için ahlaki kuralları olmayan bir ideolojidir.

İslam ise insanı kâinatta eşrefi mahlûkat en şerefli yaratılan olarak kabul edip bu dünyadaki yaşamdan sonrada bir ahiret hayatı olduğunu söyler. Ahirette cennete gidebilmek için yaratıcı olan Allah’ın bu dünyada yapılmasını istediği emir ve yasaklara uymak gerekir. Kur’an’ı Kerim de emir ve yasaklar belirtilirken  “Ey insanoğlu” diye hitap edildiği gibi “ Ey Müminler” diye de hitap edildiği görülür.

Ey insanoğlu diye başlayan cümlelerde Allah’ı Teâlâ tüm insanlığa hitap ederken Ey inananlar diye hitap ettiği ayetlerde ise Müslümanlara emir ve yasaklar koymuştur.

Bu emir ve yasaklar içinde Müslümanların vahdeti emir edilirken, tefrikaya düşmeleri de yasaklanır. Vahdet birlik, kardeşlik demektir. Allah’ı Teâlâ birlik ve kardeşliği emir ettiğine göre bu birlik nasıl olacaktır.

Bu sorunun cevabı yazımızın konusunu teşkil etmektedir. Birlik Aile içinde başlar. Bu birliktelik millet birlikteliği ile devam eder, Vahdetin en üst aşaması ise İslam kardeşliğidir. Kuran’ı Kerimin mealini elinize alıp okuduğunuzda birçok yerinde keskin ifadelerle vahdetin bir emir niteliğinde olduğu görülür.

Kur’an bölücülüğü, kavimciliği, ırkçılığı, bozgunculuğu, fitneyi, münafıklığı v.b. yasaklar. Hucurât suresi 13. Ayette  “ Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli ve en üstününüz O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdar olandır. “ mealinde bir ayet bulunmaktadır. Bu ayet kavimleri varlığını kabul etmekle birlikte ırkçılığı da yasaklamıştır.

O halde millet bir realitedir. Milletini sevmek, vatanını sevmekte imandandır. Bizim milletimiz tarih boyunca olduğu gibi bu günde İslam’a sancaktar olmuş, İstanbul’un fethi dolayısı ile peygamber övgüsüne sahip bir millettir. Ancak ayette belirtildiği gibi bu bize kibir değil onun dinine ve Müslümanlara en iyi hizmet ettiğimiz için gurur verir.

O halde dinimizin yukarıdan bu yana anlatmaya çalıştığımız emir ve yasaklarını en iyi şekilde uygulayabilmek, insanlığa hizmet etmek, Müslümanların vahdeti için çalışmak, mazlum insanların yardımına koşmak için güçlü bir devlet olmak gerekmez mi? İşte sizin Siyasal İslam diyerek kötülemeye çalıştığınız yapı bu amaçlara hizmet etmelidir.  

Bir takım kişilerin İslam’a ve yukarıda saydığımız hasletlere aykırı yapıları nedeniyle tenkitin tüm inanç sistemine yüklenmesi doğru değildir. Bazıları din tüccarı olabilir, bazıları güç elde etmek için İslam’ın adını kullanıyor olabilir bunlar tarif ettiğimiz anlamda Siyasal İslamcı değildir.

İslam’ın evrensel her kavim, millet için geçerli kuralları vardır. Arap’a, Kürt’e, Çerkez’e, Türk’e, Zenci’ye göre ayrı hiçbir kuralı yoktur.  Emir ve yasaklar tek ve ortaktır.

Her kişi her millet önce kendi ülkesinin sonra İslam âleminin sonra da tüm insanlığın mutluluğu ve kalkınması amacı ile siyasal oluşumlar içinde olabilir hatta olmalıdır. Siyasal oluşumların şekil ve isim olarak tek bir tarifi de yoktur. Tek bir ortak amacı vardır.

“Vahdet”

21. yüzyılda iletişim kanalları o kadar ilerledi ki vahdet için doğru, hak ve faydalı ne yapılması gerekiyorsa bunun için emir veren bir halife olmadan da vahdet gerçekleşebilir. Yeter ki Müslümanlar kendilerinin olduğu kadar insanlığın geleceği içinde Siyasal İslam denilince “Müslümanların kardeşliği ve vahdeti “ fikri olduğunun gerekliliğini kavrasın.

Allah’a emanet olun.

                                                                                   Av. Mustafa İlhan
                                                                       Kayseri Strateji Derneği Başkanı   

 

 

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri