- 17 Temmuz 2025 - -YENİ- İSRAİL, ABD ve HAÇLI ZİHNİYETİ…
- 01 Temmuz 2025 - BİR YAZ MEVSİMİ…
- 19 Haziran 2025 - CAHİLLİĞE DAİR BİR ÖNSÖZ…
- 12 Haziran 2025 - ESAS MESELE NE?
- 31 Mayıs 2025 - DÜŞÜNCE KOZASI BU YAĞMUR…
- 23 Mayıs 2025 - NİYET, KAPASİTE VE VİZYON…
- 14 Mayıs 2025 - SIRADANLAŞMAK…
- 05 Mayıs 2025 - GELİŞMİŞLİK STANDARTLARI…
- 25 Nisan 2025 - BİR AVUÇ PETROL…
- 18 Nisan 2025 - ANLAŞILMAYAN BİR ŞEY VAR MI?
- 09 Nisan 2025 - MEDENİYET, TEKNOLOJİ, YABANCILAŞMA
- 27 Mart 2025 - -YENİ- ŞEHİR VE ŞEHİRLEŞME…
- 19 Mart 2025 - TURİZM VE KALKINMA
- 12 Mart 2025 - GARİPSENECEK BİR DURUMDU BU.
- 05 Mart 2025 - İNSAN BU YA...
- 28 Şubat 2025 - YÜZEYSEL NETİCELER…
- 19 Şubat 2025 - MESELE YÜK ALMAK…
- 13 Şubat 2025 - SORUNLAR VE ÇÖZÜMLERİ…
- 06 Şubat 2025 - KURAKLIK, DEPREM VE SAVAŞLAR
- 01 Şubat 2025 - AİLE, BOŞANMALAR VE TESPİTLER…
- 25 Ocak 2025 - MESELE, BUNDAN MI İBARET?
- 16 Ocak 2025 - BİLGİNİN FAY HATTI (1)
- 08 Ocak 2025 - -YENİ- ARABESK KÜLTÜR…
- 02 Ocak 2025 - COĞRAFİ SİYASET…
- 26 Aralık 2024 - İLETİŞİM VE ULAŞIM…
- 18 Aralık 2024 - İKLİM MÜLTECİSİ
- 11 Aralık 2024 - KÜRESELLEŞME VE SORUNLAR…
- 05 Aralık 2024 - KİM NE ANLADI?
- 28 Kasım 2024 - TEŞBİHTE HATA VAR MI?
- 21 Kasım 2024 - İKLİM VE ÇEVRE…
- 15 Kasım 2024 - SIFIR HATA…
- 06 Kasım 2024 - KÂĞITTAN BARDAK…
- 31 Ekim 2024 - BEŞERİYET ŞUURU…
- 26 Ekim 2024 - DÜNYA MANZARALARI…
- 16 Ekim 2024 - İNSANIN ALACASI…
- 09 Ekim 2024 - UZUN BİR YAZI…
- 01 Ekim 2024 - CÜMLE ARTIĞI...
- 25 Eylül 2024 - ÖZNE ASLINDA KİM?
- 16 Eylül 2024 - SÜREÇ Mİ? SONUÇ MU?
- 07 Eylül 2024 - USTANIN MESELESİ…
- 23 Ağustos 2024 - MÜLKİYET DURUMU…
- 14 Ağustos 2024 - BÜTÜN BU SÜREÇ…
- 08 Ağustos 2024 - NE YAZIK Kİ…
- 31 Temmuz 2024 - SAKIN ŞAŞIRMA…
- 24 Temmuz 2024 - DUR… ZEMİN BOŞ.
- 15 Temmuz 2024 - YENİ NORMALLERİMİZ…
- 05 Temmuz 2024 - PLATONİK İLHAM…
- 26 Haziran 2024 - RİVAYET ODUR Kİ…
- 22 Haziran 2024 - EKONOMİK COĞRAFYA’NIN TEMELLERİ
- 12 Haziran 2024 - TURİZM VE FARKINDALIK EĞİTİMİ…
- 05 Haziran 2024 - SONUÇTA; BİR BAKIŞ AÇISI…
- 29 Mayıs 2024 - İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BİR KRİZ Mİ?
- 23 Mayıs 2024 - KIRSAL KALKINMA VE ŞEHİRLEŞME
- 16 Mayıs 2024 - KURAKLIK VE KALKINMA
- 07 Mayıs 2024 - KASİSTEN KAÇMA! YAVAŞLA…
- 29 Nisan 2024 - BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ DERKEN…
- 23 Nisan 2024 - BU HANGİ PARAMETRE…
- 16 Nisan 2024 - TURİZMİN ÜÇ A’SI…
- 10 Nisan 2024 - SONUÇTA İNSANIZ…
- 03 Nisan 2024 - TURİZM FAALİYETİ VE GELECEĞİ
- 26 Mart 2024 - TAHTA YAŞ GALİBA…
- 13 Mart 2024 - ALKIŞ BİR BAŞARI MI?
- 07 Mart 2024 - REALİTE VE ÜTOPYA…
- 29 Şubat 2024 - NE YAPARSIN?
- 22 Şubat 2024 - BİR MEVSİMİN ANATOMİSİ…
- 14 Şubat 2024 - DÜNYANIN DEVİR SAATİ…
- 08 Şubat 2024 - DURUN KALABALIKLAR…
- 02 Şubat 2024 - HABERLER BAŞLIYOR…
- 23 Ocak 2024 - FAY HATTI NE YA DA NE DEĞİLDİR?
- 17 Ocak 2024 - TARİHİN NOT DEFTERİ…
- 10 Ocak 2024 - BU HİKAYEYİ DAHA ÖNCE OKUDUNUZ…
- 03 Ocak 2024 - COĞRAFYA EĞİTİMİ GEREKLİ Mİ?
- 27 Aralık 2023 - SUYUN ARKASINDA Kİ GEÇİT
- 20 Aralık 2023 - Geçmeyen Akçe…
- 15 Aralık 2023 - Kayıp Aranıyor…
- 07 Aralık 2023 - Asrın Bilmecesi Bu…
- 01 Aralık 2023 - Yerleşim Birimleri Ve Medeniyet Anlayışı
- 21 Ekim 2023 - Tele Takılan Kamlumbağa
- 06 Ekim 2023 - Bu Bir Hastalık mı ?
- 13 Eylül 2023 - Ekmeği Fırından Almak Lazım
- 03 Eylül 2023 - Madenciliğin Ülke Geleceğindeki Yeri…
- 17 Ağustos 2023 - Öykünün Tamamı Bu Olsa Gerek…
- 12 Ağustos 2023 - Bu İnanılmaz Bir Başarı…
- 03 Ağustos 2023 - Sosyolojik Bulgu ve Neticeler…
- 27 Temmuz 2023 - Ormansız Köyün, Susuz Çeşmesi…
- 20 Temmuz 2023 - Bu Maydanozu Kim Yetiştirdi?
- 15 Temmuz 2023 - A Noktasından B Noktasına.
- 06 Temmuz 2023 - Düşüncenin Özeti Niteliğinde…
- 14 Haziran 2023 - Dünya Tiyatrosu… Bir Bulmaca
- 07 Haziran 2023 - Coğrafi Birikim ve Tarih…
- 01 Haziran 2023 - Yapbozun Parçaları
- 25 Mayıs 2023 - Eleştirinin Mahiyeti Üzerine…
- 17 Mayıs 2023 - Bir Şiir ve Bir Resim
- 11 Mayıs 2023 - Bak Buraya;”Konu Önemli.”
- 04 Mayıs 2023 - Üç Satır Cümle “H2o”
- 27 Nisan 2023 - Kırk Yıllık Hatır…
- 19 Nisan 2023 - “Çöl” Kavramı Üzerine…
- 13 Nisan 2023 - Söz, Tekrara Düştü…
- 07 Nisan 2023 - Astronomik Bilginin Seyri…
- 30 Mart 2023 - Taş Bulun…
- 23 Mart 2023 - Hava Durumu: Rüzgârlı
- 16 Mart 2023 - Doğru Soru, Cevap Buldurur.
- 09 Mart 2023 - “Ve” Bağlacı Bile, Bağlayamadı.
- 01 Mart 2023 - Gündem Dışı…
- 23 Şubat 2023 - Bilginin Fay Hattı…
- 16 Şubat 2023 - Gündem: Son Dakika
- 08 Şubat 2023 - Deprem Hususunda Unutmayın… Ne Yapmalıyız?
- 03 Şubat 2023 - Bir Fotoğraf, Bir Doğa ve Bir Şehir.
- 25 Ocak 2023 - Not Düşelim: Derdimiz Ne?
- 30 Aralık 2022 - Turizm Ve Doğaya Bakış Üzerine…
- 20 Aralık 2022 - Konu: Göç... Not Alın.
- 10 Aralık 2022 - Bitmeyen Ne...
- 24 Kasım 2022 - Noktanın Cümledeki Yeri
- 10 Kasım 2022 - Coğrafyanın Hikayesi

MEHMET TOPUZ
TERAZİNİN KEFESİ BOŞ…
TERAZİNİN KEFESİ BOŞ…
El elin terazisidir; atasözü üzerinden bir açıklama ya da deneme formatında bu haftanın yazısını kaleme alalım. En azından bakış açısı üzerinden sosyolojik değerlerimizin anlaşılması edebiyatın kendi içerisinde bir nirengi noktası oluşturmanın kimseye bir zararı olmayacaktır.
Yerel de “el” kelimesinin içeriğine dair aslında ifade edilmek istenen kavram, yabancı olan ya da bir başka kimse ya da dost kavramının bütün nitelik ve niceliğinden uzak olmayı ifade ettiği de ayrı bir kavram olarak karşılanmalı ve cümlenin kendisinden bahsettiğimiz, olağan bir gerçeklik olarak durmakta karşımızda. Terazi kelimesinin içeriksel değerini bu anlamda önemsiyorum. Ve buradan bir bakış açısı oluşturmanın niteliği ve niceliğine dair yorumun yormakla başladığı kesimden devam ederek girizgâh kısmını bir nebze oluşturabiliriz belki.
İnsanın kendine dair elbette bir terazisi vardır. Günde kaç defa bu teraziye çıktığı hususunda ise net bir ifade kullanmam malumunuz mümkün değil; çünkü beşeriyetin içerisinde insanlık mertebesinin değeri insanın kendisini muhasebeye çekme anlayışıyla doğru orantılı olabilir. Tabi burada terazinin doğruyu sayısal anlamda ifade edebilme kabiliyeti insana dair bir mesele olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü kendi terazisinin varlığından bi haber olmak ya da böyle bir terazinin varlığı söz konusu değilse, başkasının terazisinde tartıldığının farkında dahi olmayabilir.
Tabi burada eskilerin sözü üzerinden bir deyim niteliğinde cümleye devam edeceğim. Eskiler derki; “Sen onu öyle görüyorsun da, o seni nasıl görüyor.” İfadesi belki burada başka bir bakış açısı oluşturabilir. Burada bir hemhal olma durumu ya da kendini karşısındakinin yerine koyabilme durumudur aslında bu. Çünkü başkasının terazisine çıkmamış olan, davulun sesini uzaktan duymaya olan yatkınlığından kaynaklı olarak cahillik serüvenini ve egonun aşılmayan duvarları arasında mükemmellik anlayışına dayalı bir bataklığa sahip olabilir.
Tabi bu tamamen şu anlama da gelmemeli diye düşünüyorum. Şöyle başkasının terazisinin de yanlış tartmaya yönelik bir durumla da karşı karşıya gelinebilir. Çünkü insani durumlardan kaynaklı bir istememezlik hali de sonuçta terazinin niteliksel yönünün niceliksel değerini boşa çıkartması gibi bir gerçeklikte söz konusu olabilir. Bu arada İsmet Özel’in; şu ifadesine yer vereceğim konunun anlaşılması adına; “ El alem ne der…”hastalığına yakalanmak ya da yakalanmamak arasında değerin niteliğini terazi sahibinin nesnel ölçü değerlerinin ciddi anlamda tespiti belki “el elin terazisidir;” cümlesine somut anlamda bir nesnellik katabilir.
Yani burada nesnel olmanın kabiliyetini, öznel olma anlayışı ve durumundan arındırmak gerekecek gibi durmakta. Burada ki mesele aynanın kendisinde galiba, fakat aynanın kendisine elbette ihtiyaç var. Çünkü insan, insanı değerlendirmeye tabi tuttuğunda terazi niteliğinde ki aynanın da kendisine dair bir takım değerleri barındırması sonuçta bir somut veri oluşturabilir.
Necip fazıl Kısakürek’in “Aynalar” şiirinin okunmasını burada tavsiye edebilirim. Elbette sadece okunmasını değil, ana temasına dair de düşünülmesi gerektiği kanısındayım. Çünkü insana dair terazinin varlığı kendi varoluşsal sorunları, kendisiyle olan hesaplaşması ve sosyolojik yönden eleştirel ifadeleri düşünmek aslında bir başyapıt niteliği taşımaktadır.
Netice de doğanın içinde bir denge durumu söz konusu. Doğanın içerisindeki insan için de bir dengenin varlığına dair düşünmek terazinin mahiyetine dair hem olumlu hem olumsuz anlamda bir değer oluşturmaktadır. Burada kabiliyet alanı ise insanın aldığı ya da verdiği kilolara dair, düşünsel bir kilodan bahsediyorum burada, ya da sığlaşmaktan, gün içerisinde birkaç defa kendi terazisine çıkması elzemdir; diye düşünüyorum. Yoksa bozuk terazi de başkalarını tartma gafletine düşebilir.
Sağlıcakla kalın…
Henüz Yorum yok