- 06 Haziran 2024 - KÖPEK TERÖRÜ İSTATİSTİKLERİ
- 11 Mayıs 2024 - BAŞIBOŞ KÖPEK SORUNU VE TÜRKİYE YÜZYILI MİLLİ EĞİTİM MÜFREDAT MODELİ
- 02 Mart 2024 - MODERN DİSTOPYA ÖRNEĞİ: 28 ŞUBAT POSTMODERN DARBESİ
- 03 Ocak 2024 - GAZZE’DE YAŞANAN ZULME SESSİZ KALMAYANLAR
- 10 Haziran 2022 - Başıboş Köpek Sorunu İnsanların Haklarını İhlal Eden Bir Sorundur
- 18 Mart 2022 - Çanakkale Deniz Zaferi Ve Rachel Corrie'nin Direnişi
- 08 Mart 2022 - 8 Mart Günü Bizim İçin Niçin Önemlidir, Ne Anlam İfade Etmektedir?
- 28 Şubat 2022 - Darbeler ve İnsan Hakları İhlalleri
- 19 Şubat 2022 - Kâğıdın ve Yazının Serüveni

MEHMET ALTUNTAŞ
-YENİ- EV SAHİBİ OLMAK HAYAL Mİ OLDU?
EV SAHİBİ OLMAK HAYAL Mİ OLDU?
Türkiye’de ev almak ya da kirada oturmak, artık milyonlarca insan için ciddi bir sorun.
Fiyatlar uçtu, kiralar maaşları aştı. Orta gelirli bir aile için bırakın ev sahibi olmayı, yaşanabilir bir evi kiralamak bile lüks hâline geldi. Özellikle büyükşehirlerde barınma, artık bir temel hak değil, adeta bir ayrıcalık.
Peki ama neden bu noktaya geldik?
Konut, Neden Barınma Aracı Olmaktan Çıktı?
Bunun tek sebebi “arz-talep dengesizliği” değil.
Son yıllarda konut, birçok kişi için “başını sokacak bir yer” değil, “getiri sağlayan bir yatırım aracı” haline geldi.
Ev alan satıyor, alan tekrar satıyor. Fiyatlar yükseliyor ama birileri hâlâ evsiz.
Bu tablo sosyal devlet anlayışıyla çelişiyor. Çünkü barınma, sadece bir ekonomik faaliyet değil; bir insan hakkıdır.
Damla Kent ve Gayrimenkul Sertifikası: Yeni Bir Umut mu?
Geçtiğimiz günlerde Başakşehir’deki Damla Kent projesi için talep toplama süreci başladı.
Bu projede dikkat çeken yenilik: Gayrimenkul Sertifikası sistemi.
Bu sistemle:
Vatandaş, evin tamamını değil, metrekare bazında sertifika alıyor.
Sertifikalar, Borsa İstanbul’da işlem görebiliyor.
Yeterli miktarda sertifika biriktiren, konutu tamamen satın alabiliyor.
İsteyen kişi, elindeki sertifikayı piyasada satabiliyor.
Küçük birikimlerle ev sahibi olma fikri kulağa umut verici geliyor. Ancak bu sistemin birkaç önemli sorunu var:
Gerçekten Erişilebilir mi?
Gayrimenkul Sertifikası fikri, yatırım seçeneklerini artırmak açısından olumlu.
Ama bazı gerçekleri değiştirmiyor:
Sertifikaların dayandığı konut fiyatları zaten çok yüksek.
Sistemde yatırımcı ile ihtiyaç sahibi aynı kişi olmayabiliyor.
Yani “ev almak isteyen” ile “yatırım yapmak isteyen” arasında fark var.
Eğer bu sistemin arkasında sosyal bir politika yoksa, bu da sadece başka bir yatırım enstrümanına dönüşür.
Peki Ne Yapmalı? Avrupa’dan İlham Alan Bir Sosyal Konut Modeli
Fransa, Almanya, Hollanda gibi birçok ülkede sosyal konutlar, devlet destekli özel yapılar aracılığıyla üretiliyor.
Türkiye’de de neden olmasın?
Yeni bir model şöyle olabilir:
Devlet, TOKİ, Emlak Konut, belediyeler ve kamu bankaları ortak bir yapı kurar.
Bu yapı, devletten uygun fiyata arsa tahsisi alır.
Kar amacı gütmeden, kaliteli ve uygun fiyatlı konutlar üretir.
Ev sahibi olmayanlara, yeni evlenenlere ve emeklilere öncelik verir.
Uzun vadeli, düşük taksitli ya da kira-ödeme hibrit modeller sunar.
Bu Konutlar Nasıl Finanse Edilir?
İşte adil bir çözüm:
İkinci ve üçüncü ev sahiplerine, evin konumu ve değerine göre artan oranlı emlak vergisi uygulanabilir.
Lüks konutlardan daha yüksek katkı payı alınabilir.
Bu vergiler, doğrudan sosyal konut projelerine aktarılabilir.
Böylece yatırımcılar konuttan vazgeçmez ama barınma ihtiyacı olanlar da evsiz kalmaz.
Konut Sadece Zenginlerin Oyuncağı Olmamalı
Bugün Türkiye’de bazı kişilerin 5–10 evi varken, milyonlarca insan kirada bile ev bulamıyor.
İşte bu nedenle artık sosyal konut politikaları sadece dar gelirli için değil, orta sınıf için de bir güvenlik ağı olmalı.
Konutun yatırım aracı olarak kullanılması engellenmeden, barınma hakkı önceleyen politikalar geliştirilebilir:
Gayrimenkul Sertifikası sistemi barınma odaklı tasarlanabilir.
Yeni nesil kira bazlı devlet tahvilleri, altyapı fonları gibi araçlar devreye alınabilir.
Sonuç: Bu Bir Ekonomik Reform Değil, Sosyal Adalet Meselesidir
Türkiye, daha önce TOKİ projeleriyle benzer adımlar attı. Ancak bu kez mesele sadece “konut üretmek” değil, adil bir sistem kurmak.
Devletin görevi;
Ev alamayanı, kira ödeyemeyeni, yuva kurmak isteyen genci yalnız bırakmamaktır.
Çünkü barınma bir tercih değil, temel bir insan hakkıdır.
Soru Size: Sizce Türkiye, gerçekten adil bir sosyal konut sistemini kurabilir mi?
Yorumlarınızı aşağıya bırakın, bu önemli tartışmayı birlikte büyütelim.
#BarınmaHakkı #SosyalKonut #KonutKrizi #GayrimenkulSertifikası #TOKİ #SosyalDevlet #YeniModel
Mehmet Altuntaş
5 Ağustos 2025
Henüz Yorum yok