ERDAL ERGENÇ

-YENİ- BİZE NE OLDU? GAZZE’NİN ACISI VE KONFORMİZMİN ESARETİ ÜZERİNE BİR SESLENİŞ

BİZE NE OLDU? GAZZE’NİN ACISI VE KONFORMİZMİN ESARETİ ÜZERİNE BİR SESLENİŞ

Kudüs dostları, sevgili ağabeyler, ablalar ve kardeşlerim… Yüz yıldan uzun bir süredir işgal, kıyım, soykırım, tehcir ve katliam ile boğuşan Filistinli kardeşlerimizin direnişine, onların bu kadar zulme uğramalarına rağmen “Hasbunallahi ve ni'mel vekil” deyişlerine canlı canlı şahitlik ediyoruz. Tüm dünyanın esaret altında olduğunu sadece Gazze’de yaşayan insanların özgür olduklarını dünyaya haykıran bu tarihsel duruşun suskun, şaşkın ve mahcup şahitleri oluyoruz. Canları da dahil olmak üzere sahip oldukları her şeyi bu kutsal dava uğruna feda ettiler. Bu ağır bedele karşılık, onlara destek olmak, Siyonist katillerin arsızca uyguladıkları zulmü gündemimizden düşürmemek bizim en temel sorumluluğumuzdur.

Ancak gelin görün ki, bu kadar ağır bir bedel ödenirken, bizler konfor alanlarımızdan dışarıya çıkıp, soykırımcı Siyonistlere açıkça destek veren markalara karşı basit bir boykotu dahi layıkıyla gerçekleştiremiyoruz. Yaklaşık 12 haftadır her cumartesi Kayseri meydanında faaliyet gösteren ve Siyonist katillere desteklerini açıkça ilan etmekten kaçınmayan Starbucks şubesinin önünde yarım saatlik Sessiz Boykot eylemi yapılıyor. Bir avuç insan her türlü riski göze alarak Müslümanların çok yüksek yoğunlukta yaşadığı bir şehrin tam da ortasında faaliyet gösteren Siyonist destekçisi markaya boykot çağrısı yaparken bile mahcubiyetlerini saklayamıyorlar. Mahcubiyetleri yaptıkları boykot çağrısından kaynaklanmıyor tabiki. 20 bin çocuk hunharca katledilmişken, 10 binlerce masum insan katliama tabi tutulmuşken, babalar parçalanmış çocuklarının cesetlerini kumlar arasından toplayıp poşetlerde taşıyorken ve dedeler katledilmiş torunlarının göz bebeklerini “Ruhumun ruhu” diye öpüp severken insanların sessizliğine, umarsızlığına, görmezden geldiklerine üzülüyor ve mahcup oluyorlar.

"Bir kafenin yıktığını, on Kur’an kursu tamir edemez" demişti çok kıymetli bir büyüğüm. Bu söz, sadece bir yıkımın, felaketin habercisi gibi dokundu kalbime. Mahallelerimizin her tarafını saran bu zehir yuvalarında (elbette hepsini aynı kategoride değerlendirmiyorum) çocuklarımızın, gençlerimizin cepleri boşaltılırken zihinleri muhasara altına alınarak işgale hazır hale getiriliyorlar.

Dünyanın her yerinde gıda, temizlik, hazır yemek, giyim sektörlerini ellerinde bulundurarak bu sektörlerden kazandıkları paraları saklamadan Siyonist terör çetesine aktarmaktan geri kalmıyorlar.

Bunu neden görmek istemiyoruz?

Son 23 aydır gözlerimizin içine sokulurcasına ekranlarda izlediğimiz bu soykırımı, katliamı durdurmak için neden susuyoruz?

İnsanlık onuru ayaklar altında ezilirken, şu postmodern diye allayıp pullayıp cakasını sattığımız, teknolojinin ve iletişimin zirvesinde yaşadığımız lanetli çağın eli kana bulanmış, insan cesetleri ile beslenen zalimlerinden kurtulmak adına sesimizi yükseltmek için daha neyi bekliyoruz?

Konfor alanlarımızın bize sunduğu zevk ve keyiften mahrum kalacağımız endişesi mi uzaklaştırıyor bizi sesimizi yükseltmekten yoksa konfor alanlarımızdan çıkmayı bile düşünmüyor muyuz?

Bize ne oldu?

O kadar mı konformizmin kölesi olduk?

Hiç mi yüreğiniz acımıyor ey mümin erkek ve mümin kadınlar?

Ey insanlar, sokağa çıkıp bu şerefsiz ve ahlaksız katliama, ablukaya, soykırıma, bir "dur" diyecek takatiniz yok mu?

Vallahi, artık sessizliğiniz ve umursamazlığınız, Gazze'de şehit edilen yirmi binden fazla çocuktan daha çok acıtıyor.

Billahi, görmezden gelişiniz, Gazze'de şehit edilen çocuğunu morga koymaktan imtina eden bacımın feryadından daha çok acıtıyor.

Tillahi, Gazze'yi yerle bir eden bombalar, bir gün bizim de konforlu yaşam alanlarımızı tehdit ettiğinde, diz üstü çöküp kendi halimize kahredeceğimiz o gün çok da uzak değil.

Allah rızası için yalvarıyoruz; artık farkına varın! Bu dava sadece Filistin’in değil, tüm insanlığın ve ümmetin davasıdır.

Gerek dünya çapında gerekse yerelde yapılan eylem ve etkinliklerin Siyonizmin tekerine çomak sokan büyük bir davanın parçası olduğunu idrak edin. Şu sıralarda hazırlıkları yapılan Global Sumud Flotilla kapsamında onlarca geminin ablukayı kırmak için hareketlendiğini ve bu küresel eyleme katkılarda bulunmayı ihmal etmeyin.

* Bir Şeyler Yapın: Yapılan boykot eylemlerine, yardım etkinliklerine ve farkındalık çalışmalarına katkıda bulunun. Katılın, tüm zihin dünyanızı özgürleştirmek için gövdenizi bu taşın altına koyun.

* Gelin: Bir pankart taşımak, sizi konfor alanınızdan çıkarmaz, ama onurlu bir duruş sergilemenizi sağlar.

* Verin: Unutmayın ki Allah, verdiğinizin karşılığını kat be kat artıracağını vaat ediyor.

* Sesinizi Yükseltin: Aksi takdirde, Siyonizm bir tusunami gibi etkisi altına aldığı her coğrafyayı kendilerine kul köle olana kadar katledip talan edecek.

Bu sadece bir çağrı değil, bir uyanma ve özgürleşme vaktidir. Sessizlik, zulmü onaylamaktır. Bu kutsal mücadele, hepimizin insanlık onurunu yeniden omurgasının üzerine kaldırmak için vicdan borcudur.

 Erdal ERGENÇ  ​​​​​​​23-08-2025   İletişim: [email protected]

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri