- 09 Eylül 2025 - SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK! POLİSLERİMİZİ ŞEHİT ETTİ
- 21 Ağustos 2025 - ZEYNEP SULTAN
- 11 Ağustos 2025 - DUALAR VE GÜNLÜK YAŞAM
- 01 Ağustos 2025 - ÇOCUKLA PARKA ÇIKTIK
- 12 Temmuz 2025 - KELEBEK ETKİSİ VE MADLEEN GEMİSİ
- 27 Haziran 2025 - SENDEN YİNE SANA GELDİM
- 23 Mayıs 2025 - İBADETLERDE SÜREKLİLİK VE BAŞARI
- 08 Mayıs 2025 - NAMAZ VE BAŞARI
- 18 Nisan 2025 - İBADET NİYET VE BAŞARI
- 14 Mart 2025 - KAYSERİ ÜNİVERSİTESİ’NDE BİR İFTAR
- 03 Mart 2025 - TALAS’TA BİR İFTAR SOFRASI
- 25 Şubat 2025 - SAKAR BABA VE ERBAKAN HOCA
- 05 Şubat 2025 - ZULÜM DEPREMİ TETİKLER Mİ?
- 22 Ocak 2025 - DUALARDA AĞLAMAK
- 04 Ocak 2025 - ANNEMİN MERHAMETİ
- 25 Aralık 2024 - KAPIDA BEKLEMEK
- 18 Kasım 2024 - MEVLANA VE HACI BEKTAŞ
- 11 Kasım 2024 - EYVALLAH DEDE
- 19 Ekim 2024 - ÇOCUKLARIMIZI NASIL KORUMALIYIZ?
- 09 Ekim 2024 - TEHLİKELERE KARŞI GENÇLERİ KORUMAK
- 30 Eylül 2024 - EMEL UZUN ÖMÜR KISA
- 21 Ağustos 2024 - PİŞMANLIK DEPREMİ
- 23 Mayıs 2024 - BAHAR GELDİĞİNDE
- 28 Nisan 2024 - BİR SÖZ HAYAT DEĞİŞTİRİR
- 21 Mart 2024 - BİR HAYIR VARDIR
- 09 Şubat 2024 - -YENİ- DEPREMİN YIKAMADIKLARI
- 23 Ocak 2024 - DÜN GAZİANTEP BUGÜN GAZZE (2)
- 29 Aralık 2023 - HAYVAN DENEYLERİ VE BOYKOT
- 24 Aralık 2023 - GEÇMİŞTE "GAZİANTEP" BUGÜN "GAZZE"
- 09 Aralık 2023 - Zafer Türküsü
- 20 Kasım 2023 - Dualardaki Gazze
- 07 Kasım 2023 - Aksa Tufanı
- 06 Ekim 2023 - Dramatik Fotoğraf
- 17 Ağustos 2023 - İnsan İnsana
- 18 Temmuz 2023 - Livasçı İsmet
- 20 Mayıs 2023 - Bir seçim nasıl kazanılmaz !
- 18 Nisan 2023 - Hayat Kurtaran İyilik
- 27 Mart 2023 - Susma Orucu
- 31 Ocak 2023 - Garip Bir Rüya
- 09 Ocak 2023 - Büyüler Beni
- 03 Ocak 2023 - Apaçık Fetih
- 23 Aralık 2022 - Mısır Sürgünü
- 10 Aralık 2022 - Şeytan İşi
- 24 Kasım 2022 - İlkokul Çilesi
- 07 Kasım 2022 - Önce Sağlık
- 10 Ekim 2022 - Bela Dileyen Kadın
- 17 Eylül 2022 - Haramdan Hayır Gelmez
- 17 Ağustos 2022 - İnsan Ne Ederse Onu Bulur
- 19 Temmuz 2022 - Emel ve Ecel
- 25 Nisan 2022 - Babamın Askerleri
- 16 Nisan 2022 - Yarım Dua
- 09 Nisan 2022 - Unutulmaz Bir İftar
- 31 Mart 2022 - Başa Gelen Dua
- 18 Mart 2022 - Anzaklı Ömer
- 03 Mart 2022 - -YENİ- Okul Kaydı
- 14 Şubat 2022 - Ertelenen Sevda
- 19 Ocak 2022 - Boş Zarf
- 27 Aralık 2021 - Kanlı Noel !
- 14 Aralık 2021 - Yerli Malı Haftası
- 30 Kasım 2021 - Yolculuk ve Duraklar
- 16 Kasım 2021 - Acele Gidilen Yollar
- 03 Kasım 2021 - Yolu Şaşırmak
- 19 Ekim 2021 - Önce Refik Sonra Tarik
- 05 Ekim 2021 - Yol İle Giden Yorulmaz
- 28 Eylül 2021 - Yalan Dünyada (Neşet Ertaş Anısına)
- 22 Eylül 2021 - Yollar ve Hayat
- 15 Temmuz 2021 - On Beş Temmuz Destanı
- 11 Haziran 2021 - Mutluluk Elimizde
- 17 Mayıs 2021 - İntifada ( Şiir )
- 08 Mayıs 2021 - Şimdilerde Halimiz
- 23 Nisan 2021 - Yaratanla İletişim: DUA
- 18 Mart 2021 - -YENİ- O Gün ( Çanakkale Anısına)
- 09 Mart 2021 - Yaratanla İletişim
- 14 Ocak 2021 - Babam Anlatırdı Kıtlığı
- 28 Aralık 2020 - Öleceğini Bilen Küçük Kız
- 15 Aralık 2020 - Yağmur Duası
- 04 Aralık 2020 - İletişim Şükür Sebebidir
- 02 Kasım 2020 - Sinir Harbi
- 21 Ekim 2020 - Nezaket Sağlıktır
- 11 Ekim 2020 - Ateşle Oynayanlar
- 23 Ocak 2020 - Küçük Günler
- 04 Ocak 2020 - Hatırlamalı İnsan
- 27 Aralık 2019 - Yusuf Olmak
- 03 Aralık 2019 - Peygamber Şehri

ÖĞR. GÖR. OSMAN UTKAN
-YENİ- LOHUSA HATUN
LOHUSA HATUN
Sesi gibi kendisi de güzel olduğu için “Güzel Hoca” olarak tanınırdı. Güzel hoca İstanbul’un büyük camilerinden birisinde görev yapıyordu. Aynı zamanda Kur’an hafızı olan hoca, ahali tarafından sevilen ve sayılan birisiymiş. Hali hazırda bekâr olan genç hoca, medreseyi yeni bitirmiştir. İşiyle gücüyle ilgilenir; gelen evlilik tekliflerine de çok sıcak bakmazmış.
İş böyleyken günlerden bir gün Güzel Hoca durgunlaşmaya ve dalgınlaşmaya başlar. Geceleri uykuları kaçmaya ve hatta gözüne uyku girmemeye başlar. Artık gözleri uykusuzluktan çökmüş ve kızarmıştı. Hayat dolu olan Hoca, içine kapanmış ve neredeyse dünyayla bağını kesmişti. Derin düşüncelere dalıp giden hocanın hali çevresindekileri kaygılandırmaya başlamıştı.
Özellikle annesi, can paresi oğlunun haline epeyce üzülüyormuş. Kadıncağız ne kadar ısrar etse de oğlu hiçbir şey söylemiyormuş. Ama anne yüreği işte, günbegün eriyip giden oğlunun haline dayanamıyor ve ne olup bittiğini öğrenmek istiyormuş. Nihayetinde ne etmiş ne yapmış oğlunu konuşturmuş.
Hoca, padişahın kızını rüyasında gördüğünü ve ona âşık olduğunu söylemiş. Aynı şekilde padişahın kızının da rüyasında kendisini gördüğünü ve kendisine âşık olduğunu söylemiş. Yani Güzel Hoca ve Padişahın kızı birbirlerini rüyada görüp âşık olmuşlardır.
Hocanın annesi durum umutsuz dahi olsa padişaha gidip durumu anlatıp kızı istemeye karar verir. Ucunda ölüm bile olsa bunu yapacaktı. Çünkü oğlunun her giden gün gözlerinin önünde erimesine müsaade edemezdi.
Yaşlı kadın padişahın sarayına gider. Kapıdaki askerlere, çok önemli bir mesele olduğunu ve padişah ile görüşmek istediğini söyleyerek orada beklemeye başlar. Birkaç saat sonra padişah görüşmeyi kabul ederek kadını çağırtır. Kadın huzura çıkınca padişah, yaşlı kadından ne istediğini sorar. Kadın da “Padişahım beni öldürseniz bile ben bir şey anlatmak istiyorum.” der ve olan biteni anlatır. Konuşmasının sonunda da padişahın kızını, Allah’ın emri, peygamberimizin kavli ile kendi oğluna ister.
Söylenenler üzerine öfkelenen padişah “Nasıl olur böyle bir şey!” diyerek kadına “Koskoca padişahtan nasıl kız istersin!” diyerek bunun imkânsız olduğunu söyler. Ancak bir taraftan da anlatılan hadiseye sevinir. Çünkü padişahın kızı da kaç zamandır yemeden içmeden kesilmiş ve gittikçe sararıp solmuştur. Padişah bu vesile ile kızındaki bu halin sebebini de öğrenmiştir.
Hocanın annesi padişaha yalvarıp yakarmış. Konuşurken gözyaşları dökmüş. Padişah da kadına kayıtsız kalamayarak, olması gerçekleşmesi mümkün olmayan bir şartla “tamam!” demiş. Bu şarta göre dokuz katır yükü altın getirirlerse, kızını vereceğine söz vermiş.
Yaşlı kadın saraydan çıkarak oğluna olanları anlatmış ve imkânsız olan şartı da söyleyerek “Oğlum bu sevdadan vazgeç! Bu iş olmaz!” demiş. Uzun zamandır gülmeyen Güzel Hoca, şartı duyunca yüzüne bir anda gülümseme gelmiş. “O iş kolay!” diyerek caminin bahçesine gitmiş. Cami bahçesinden, padişahın istediği altın kadar toprağı çuvallara doldurmuş.
Akabindeki gün çuvalları katırlara yükleyip sarayın yolunu tutmuş. Padişah sarayın bahçesinde çuvallarla bekleyen gencin ve annesinin yanına gelmiş. Padişahın da yaşlı kadının da çuvallar açılınca, ağızları açık kalmış. Çuvalların hepsi altınla doluymuş çünkü.
Padişah bir kere söz vermişti. Sözünden dönmek yakışmazdı. Güzel Hoca’ya kızını verir vermesine ancak “Sen kızımı alarak bana evlat acısı yaşattın. Sana kızımı vereceğim. Ama Allah’tan dileğim odur ki sizin çocuğunuz olmasın.” diye ah eder. Nitekim gençler evlenirler ve gerçekten çocukları olmaz.
Aradan yıllar geçer. Güzel Hoca ve eşi hacca gitmeye karar verip yola çıkarlar. Hac yolunda kadın rahatsızlanır. Medine’ye vardıklarında kadının durumu iyiden iyiye kötüleşir. Padişahın kızı olması nedeniyle hekimler özel ilgilenirler. Muayenelerin sonucunda kadının hamile olduğu anlaşılır. Bunun üzerine tekrardan çift İstanbul’a dönmeye karar verir.
Güzel Hoca ve eşi İstanbul’a döndüklerinde, bugün türbesinin bulunduğu yerde 1647 yılında, hocanın eşi beş aylık hamile iken vefat eder. Padişahın kızı caminin bahçesine defnedilir. Güzel Hoca her gün aksatmadan eşinin mezarını ziyaret eder, ona dualar eder ve onun ruhuna hediye edilmek üzere Kur’an okurmuş.
Takriben dört ay sonra mezardan bebek ağlama seslerinin geldiğini duyar. Durum padişaha bildirilir. Padişah mezarı açtırır. Mezar açılınca kadının cesedinin hiç çürümediğini ve bir bebeğin ondan süt emdiğini görürler. Bebeği oradan alıp mezar kapatılır. Sonrasında mezar bir türbe haline getirilir.
Çocuk ve Güzel Hoca o günden sonra sarayda yaşamaya başlar. Bu bebek büyüdüğünde kendisine “Meyyitzade” yani “ölünün oğlu” ya da “ölüden doğan” anlamında isim verilir. Meyyitzade Mehmet Efendi, sonraki yıllarda Osmanlı’ya büyük hizmetleri dokunan bir devlet adamı olmuştur. Onun da mezarı annesinin yanı başındadır.
Bugün İstanbul Şişhane’de bulunan Lohusa Hatun Türbesi’ne çoğunlukla çocuğu olmayan kadınlar uğramaktadır. Oraya gidenler Lohusa Hatun’un ruhuna Kur’an okuyup, kendilerine çocuk vermesi için Allah’a dua etmektedir.
Henüz Yorum yok