MAHMUT ALİ CENGİZ KÖROSMANOĞLU

-YENİ- 6.ULUSLARARASI YEREL YÖNETİMLER TARIM KONGRESİ 2 – 4 Eylül 2025

6.ULUSLARARASI YEREL YÖNETİMLER TARIM KONGRESİ 2 – 4 Eylül 2025

Yerelin Bilgeliği, Küreselin Bilimi: Tarımda Yeni Ufuklar

2-4 Eylül 2025 tarihleri arasında, AgriCities (Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği) ve Erzurum Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen 6. Uluslararası Yerel Yönetimler Tarım Kongresi, tarımın küresel ve yerel boyutlarını, güncel sorunlarını ve gelecek vizyonunu ele alan önemli bir platform olarak gerçekleşti. Kongre, akademisyenler, belediye başkanları, bürokratlar, reel sektör, gençler ve uluslararası katılımcıları bir araya getirerek disiplinlerarası bir diyaloğa imkân tanıdı. Kongreye Afganistan, Azerbaycan, Kamerun, Moritanya, Cibuti, Fildişi Sahili, Kuzey Makedonya, Lübnan, Moritanya, Filipinler ve Somali gibi 24 ülkeden yerel yönetim temsilcileri katılarak küresel ölçekte bir dayanışma ağı oluşturdu.

Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde başlayan ve üç gün süren program, hem içerik hem de katılımcı çeşitliliği açısından ulusal ve uluslararası düzeyde önemli bir buluşma niteliği taşıdı.

Bu tür toplantıların sahada karşılığını bulması için işin içine reel sektörü de katmak gerekiyor. Bu anlamda 6. Uluslararası Yerel Yönetimler Tarım Kongresi bir fark oluşturdu. Çünkü tarım fuarı ve tarım kongresi aynı anda düzenlendi. Buradan özellikle uluslararası misafirlerin Türkiye'ye gelip buradan reel sektörden tarımla ilgilenenleri görmeleri, tanışmaları çok önemli. Yerel yönetimler, akademi ve reel sektör üçlü bir sacayağı oluşturuyor. Akademinin bilgisini, yerel yönetimlerde uygulanışını nihayetinde reel sektörde karşılığını görmüş oluyoruz.

Erzurum Büyükşehir Belediyesi programa çok güzel ev sahipliği yaptı. Başta Büyükşehir Belediye Başkanı olmak üzere, genel sekreterden, daire başkanına, çalışanından, hizmetlisine muazzam bir iş çıkardılar. Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen 45 yıldır siyasetin içinde ve İstanbul tecrübesi olan bir başkan. Daha önce ilçe düzeyinde İstanbul gibi bir metopolde belediye başkanlığı yapan biri kendisi. Şehrin her noktasında İstanbul tecrübesinin izlerini görmek mümkün. Belediyenin faaliyetleri saymakla bitmiyor, ama özellikle tarımsal anlamdaki çalışmaları çok güzel. Bu yazıda kongrenin genel değerlendirmesini yapacağım için tarımda yapılan çalışmaları uzun uzadıya yazmayacağım. Ülkemiz son yıllarda tarımda ciddi atılımlar attı. Dünyada 7. Avrupa'da 1. sıradayız tarımsal hasılada.

Bitkisel üretimde çoğu üründe ya 1. ya 2. yiz. Fakat hayvansal üretimde istediğimiz seviyede değiliz.

Ancak Erzurum Büyükşehir Belediyesi'nin hayvancılıkta yaptığı çalışmaları modellemek istediğimizde, Türkiye'de hayvancılığın gelişmesine katkıda bulunmak adına önemli tecrübeler barındırdığını ifade etmekle yetinelim şimdilik.

AgriCities (Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği) daha önce yaptığı gibi bu programda da programın içeriğini doldurması, konuşmacıları ayarlaması, yurt içi ve yurt dışı misafirleri ayarlaması açısından şahaneydi. Özellikle yöreye göre konu seçimi, günceli takip noktasındaki performansı takdire şayandı. Dünyada tarım ve şehri bir arada konuşan başka bir kuruluş yok. Konya büyükşehir belediye başkanı ,Uğur İbrahim Altay’ın başkanlığını yaptığı AgriCities (Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği)  bu anlamda bir ilki başarmış durumda tarım ve şehrin sorunlarına cevap aramakta.. Tarımı şehre çağırmada, tarımı şehirde mümkün kılmada AgriCities (Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği) yaptığı çalıştaylar ve kongrelerle önemli bir tecrübe paylaşım yeri olacağa benziyor.

Kongrenin Ana Temaları ve Öne Çıkan Başlıklar:

1. Yerel Yönetimlerin Tarımdaki Rolü:

Kongrenin açılış oturumu, büyükşehir belediye başkanlarının katılımıyla yerel yönetimlerin tarım politikalarındaki merkezi rolünü vurguladı. Erzurum, Konya gibi tarımda öne çıkan şehirlerin yaptığı projeler, çalışmalar kentsel tarım projelerinden kırsal kalkınmaya kadar yerel yönetimlerin somut adımları olarak ortaya çıktı. 6. Uluslararası Yerel Yönetimler Tarım Kongresi, sadece tarımsal üretim tekniklerinin ya da belediyelerin görev alanlarının tartışıldığı dar bir zeminde değil; bilakis insanın yeryüzüyle, tabiatla ve nihayet kendisiyle kurduğu ilişkinin yeniden düşünülmesi gereken bir zemin olarak karşımıza çıktı.

Zira tarım, yalnızca toprakla uğraşmak değil; toprağın bize emaneti olan hayatın devamlılığını mümkün kılan varoluşsal bir ilişki biçimidir. Yerel yönetimlerin bu bağlamdaki rolü ise teknik bir “hizmet”ten öte, aynı zamanda toplumsal hayatın sürekliliğini güvence altına alan bir medeniyet misyonudur. Bu anlamda kardeş şehir imza töreni de bu iş birliklerinin kurumsallaşması açısından önemli bir adım oldu.

2. Helal Gıda ve Güvenilir Gıda Tedariki:

İlk günün ana ekseni olan Helal Gıda tartışmaları, gıdanın sadece kimyevî bir nesne değil; insanın ahlâkî ve metafizik boyutunu da doğrudan etkileyen bir varlık alanı olduğunu ortaya koydu. Helal gıdaya ulaşım Müslüman bir bireyin bir hayat hakkıdır. Müslüman ülkelerde konu her ne kadar fazla gündeme gelmese de dışarıdan gelen ham madde ve ara ürünlerin üretimde kullanılmasıyla beraber helal gıda kavramı Müslüman ülkelerde de artık gündeme gelmeye başladı. "Helal Gıda" oturumu, konuyu sadece dini bir perspektiften değil, aynı zamanda gıda güvenliği, katkı maddeleri, biyoteknoloji ve akreditasyon standartları çerçevesinde ele aldı. Prof. Dr. Fatih Gültekin, Prof. Dr. Osman Sağdıç ve HAK Başkanı Zafer Soylu gibi isimler, tüketici sağlığı ve güveni için uluslararası standartların ve şeffaf üretim süreçlerinin ne denli hayati olduğunu ortaya koydu. SMIIC Genel Sekreteri İhsan Övüt'ün katılımı, meselenin küresel boyutunu gösterdi. Gıda katkı maddelerinin mahiyetinden, helal akreditasyonun uluslararası boyutuna kadar yapılan konuşmalar bize şunu hatırlattı: İnsanın bedenine giren her lokma, zihnine, kalbine ve iradesine de nüfuz eder. Dolayısıyla gıda meselesi yalnızca biyoteknolojik bir problem değil, aynı zamanda ahlâkî bir tercihtir.

3. Gençlik ve İklim Krizi:

Gençlik Oturumu, karasal yaşam ve iklim krizi odağında, gelecek nesillerin endişelerine ve çözüm önerilerine yer verdi. WALD moderatörlüğünde gerçekleşen oturum, gençlerin sürdürülebilir tarım ve iklim direnci konusundaki farkındalığının ve karar alma süreçlerine dahil olma arzusunun altını çizdi.

4. Kuraklık ve Su Yönetimi:

Türkiye'nin ve dünyanın en acil sorunlarından biri olan su kıtlığı, derinlemesine masaya yatırıldı. Doç. Dr. Abdullah Muratoğlu'nun "su ayak izi" vurgusu, tarımda suyun verimli kullanımının ekonomik bir gereklilik olduğunu hatırlattı. Özellikle “su ayak izi”, “atık suların yeniden kullanımı” ve “Konya Havzası deneyimi” gibi sunumlar, su krizinin yönetilebilirliğine dair somut yaklaşımlar sundu.

5. Kırsal Kalkınma ve Erzurum Modeli:

"Kırsalın Kalkınma Modeli" oturumunda, Erzurum'un yüksek rakım ve sert iklim koşullarını bir avantaja dönüştürme stratejileri tartışıldı. Atatürk Üniversitesi akademisyenleri, iklim ve rakımın bitkisel ve hayvansal ürün kalitesine olan olumlu etkilerini bilimsel verilerle açıklayarak, bölgeye özgü bir kalkınma modelinin ipuçlarını verdi.

6. Dijital Dönüşüm ve Akıllı Tarım:

Tarım 4.0'ın vazgeçilmez unsurları olan Nesnelerin İnterneti, yapay zekâ ve dijitalleşme, kongrede geniş yer buldu. Selçuk Üniversitesi'nden akademisyenler ve Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, teknolojinin doğru kullanımının verimliliği, sürdürülebilirliği ve kârlılığı nasıl artırabileceğini vaka örnekleriyle anlattı. Bu oturum, çiftçiliğin geleceğinin teknolojiyle şekilleneceğinin bir göstergesiydi.

7. İklim Krizi ve Tarımsal Uyum:

Kongrenin son teknik oturumu, iklim değişikliğinin tarım sektörüne etkilerini bilimsel ve idari açılardan inceledi. Kuzey Makedonya'dan Türkiye'ye kadar geniş bir coğrafyadan gelen konuşmacılar, değişen iklim koşullarına uyum sağlayacak dirençli tarım sistemleri ve bilimsel bulguların katma değerli ürünlere dönüştürülmesi gerekliliği üzerinde durdu.

Bu kongre, dağınık haldeki “parçalar”ı (yerel yönetimler, akademi, uluslararası kuruluşlar, reel sektör, gençler) bir “bütün”lük içinde görmemizi sağladı. Mesele, sadece daha çok üretmek değil; “neyi”, “nasıl”, “niçin” ürettiğimiz üzerine tefekkür etmektir. Erzurum’un soğuk ama berrak havası, bu tefekkür için en elverişli iklimi sundu. Tabyalardan medreselere, canlı hayvan pazarından ulu camilere yapılan seyahatler, sadece bir kültür gezisi değil, bu toprakların hafızasına yapılan bir yolculuktu.

Bu kongre, sürdürülebilir, dirençli ve kârlı bir tarım sektörü için diyaloğun, iş birliğinin ve çok boyutlu düşünmenin önemini vurgulayan, ufuk açıcı ve son derece başarılı bir organizasyon olarak hatırlanacaktır.

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri