MEHMET TOPUZ

-YENİ- ZİHİNSEL HAVA KİRLİLİĞİ

ZİHİNSEL HAVA KİRLİLİĞİ

Bu haftanın konusunu sosyolojik yönü itibariyle kaleme alma düşüncesindeyim. Buradaki zihin, ifadesinin niteliksel değerini nicelikle olan ölçümünden uzakta ele alırken, diğer yönüyle de zihinsel geviş getirmeye yönelik zihinsel hava kirliliği üzerine konuşabiliriz.

Buradaki zihinsel geviş getirme ifadesi insani yönü itibariyle bir tekrarlamaya yönelik bir iddiaya sahip… Bu bir hazmı kolaylaştırma anlayışından tamamen uzakta yer edinen bir kavram niteliği taşımaktadır. Bir yönüyle konuya belki şunu ekleyebilirim. Burada zihinsel geviş getirmek belki zihinsel hazmı sağlamaya yönelik bir adım niteliği de taşıyabilir mi? Sanmıyorum…

Tekrar iyidir. Burada ki tekrarın iyi olduğunu söylemem gerekirdi. Bunu söylerken bir takım ifadeleri de desteklemek amacıyla konunun içerisine dağıtmam gerekmez mi? Elbette buradaki tekrar ilmi, bir konunun ezberlenmesi ya da ezberden öğrenmeye geçen vakit diliminde uzun süreliği belleğin işlevselliğini sağlamakla eşdeğer de olduğunu söylemem gerekir. Yoksa gündelizme dair, gündelik konuların yer edindiği bir zihinsel hava kirliliğinden bahsediyorum burada…

Zihinsel geviş getirme durumu, zihinsel hava kirliliğinden başka bir şey değil gibi duruyor.

Zihin varlığının düşünce süreçleri üzerindeki etkisi ve bu kavramların niteliksel değeri üzerinden bir parametreye tabi tuttuğunuzda zihni besleyen argümanların zayıf ve güçlü yanlarını ayıklamak önemli… Çünkü ayrık otunun temizliği bahçenin temiz olmasına bir müddet fayda sağlayabilir; şayet bu süreklilik arz etmiyorsa kavramların gelişigüzel ilerleyişine de neden olabilir.

Zihinsel geviş ve zihinsel hava kirliliğinin nedenleri hususunda; belki kendi öngörülerim olan birkaç tane veri paylaşabilirim.

Lumpen şehirleşme anlayışı bunlardan biri olabilir. Dijital obezite sonucunda dijital zihinsel veriler geniş alan kaplayabilir. Ya da bilginin eksikliği ve bakış açısı da bunlara eklenebilir. Dahası bu bir abartı değil, beslenme alışkanlıkları… Zihinsel geviş ve zihinsel hava kirliliğinin oluşmasında etkiye sahiptir.

Etki ve tepki süreci aslında insana en çok yakışan vasıflardan biri olmasına rağmen bu vasıfların içeriksel değerinin bilgi noksanlığı ile kirliliğe dönüşmemesi içten bile değil. Çünkü orta da zihin var bilgi yok, ya da bilgiyi oluşturacak kavramlar ortada yok diyebilir miyiz? Bu dönemde diyemeyiz. Nedeni ise; herkes her şeyi biliyor havasında olmasından kaynaklı olabilir mi?

Aslında bu da zihinsel bilgi kirliliğinin ilk adımı belki de… Her şeyi biliyor olmak. Keşke insan her şeyi bilebilseydi… Bu bir temenni mi? Hayır. En azından bilmeye yönelik eğilimi, eğitimli olmanın farzlarına ulaşabilecek olmasına rağmen, ulaşmadan bilmeye çalışmanın tanımsal değeri de başlıkta. Zihinsel geviş ve hava kirliliği. Burası da belki beşeriyet merkezli bir hava kirliliğinin, zihinsel yönüne olan etkisidir. Makrodan mikroya giden bir yolculuk nezdinde düşünülebilir.

Bir yönüyle de konunun açısal farkından kaynaklı şu kısmı da konuşabiliriz. Burada kirlenmeye maruz kalmış bir zihin durumunun varlığı gerçekten olumlu bir şey mi? Ya olmasaydı diye düşünülebilir mi? Zihinsel hava kirliliğini yaşayan bir zihnin veya beynin olmaması, sosyolojik ve bireysel yönü itibariyle içler acısı bir durum olmaz mıydı? Fakat bu durumu kurtarma anlayışı değil elbette.

Sonuçta; mecazi anlamda günlük hayatın içinde, karganın gak demesi aslında sadece bir söylem niteliği taşıdığı ve bu anlamda bir kıymetinin olmadığı gerçeğini bir kenara not almanın kimseye bir zararı olmayacaktır. Tabi burada bir teşbih sanatı elbette bir benzetmeye konu… Bu benzetilenle benzemek isteyen arasında bir duygudaşlık oluşturur mu? Bunun üzerine bir şey söylemem doğru olmayacaktır. Çünkü belki de buradaki duygudaşlık durumunun değeri üslubun ince çizgisinde yol alıyor olması sonuçta bir ayrım noktasına süreci götürebilir. Sağlıcakla kalın.

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri