MEHMET TOPUZ

-YENİ- MİYOP DÜŞÜNCELER…

MİYOP DÜŞÜNCELER…

Anlatabildim mi? Pek sanmıyorum. Sanmamak aslında içerisinde öznelliği barındıran bir kavram fakat anlayabilmiş olmak ise; aslında kendi başına içeriksel bir değere sahip. Anlatabilmek ise; sonuçta bir gayretin ürünü değil mi?

Bu haftanın köşe yazısını varlık abidesi olan insan kavramı üzerine yoğunlaştırıp, sürece dair birkaç kelam etme niyetindeyim. Beşeriyete dair birçok ifadeyi bugüne kadar konuştuk. Savaşları, medeniyet denen kavramın içeriksel değerine dair, eğitimi, sosyolojiyi ve coğrafyaya, siyasete dair birçok veriyi… Çünkü insan olmanın yüklediği ve insanın insan kalabilme ve öncesinde insan olabilmesine dair, sonrasında ise malumunuz beşeriyetten sıyrılıp insan olmanın sorumluluğunu yüklendiği; yüke dair…

Kadrajın dışında bir görüntü verme derdinde olmadan ya da olay mahalini terk etmeden, dünya denilen sahada beşeriyet ve insanlığa dair birçok kavram gelişme göstermiş olabilir. İnsan da sonuçta döngü halinde… Doğanın kendi içinde var olan döngüsüne, insanın da döngüsünü ekleme düşüncesinden uzakta bir anlayışın duruma yabancı kalacağı kanaatindeyim. Beşeriyet bu anlamda doğanın yönlendirmelerine karşı koyabilecek güce ulaştı mı? Bu çizgiyi ya da hattı geçmek değil mi? Belki öyledir; belki de değildir.

Tabi dünya sathında bu; adeta küresel bir rekabet alanına dönüşmüş olabilir. Dönüşmüş olana dair olanın ne olduğu sorusuna mantıksal bir cevap arama gereği duyabilirsiniz? O da şu olsa gerek; kanaatimce günümüzdeki mücadelenin beşeriyete ve insanlığa dair kelimeler ve sayılar üzerinde yürüyor olmasıdır; diyebilirim. Yani insanlık bu anlamda evrensel söylemleri ödünç alabilir ve bunu geliştirebilir bu gayet doğal bir alan… Yalnız eksik kalan yer ise, bu sürecin bir tercümeye konu olmasıdır. Taklit ve örüntü barındırması. Çizgiyi aşmakta böyle bir şey olsa gerek.

Tabi uzun vadede insanlık tarihinde gelişen bir takım olaylar, sonuçlar, problemler var ola gelmiştir. Bu tarihi bağlamdan uzakta tikelde de böyledir. Yaşanması gereken bir ömür, ya da bir başkasının felaketi üzerinden devşirme bir anlayışla getirim sağlama düşüncesi gibi ucube, beşeriyete yakışan; insanlık kavramından uzakta anlayışlarda olmuştur. Tarih bu anlamda aklın ve zihniyetin; düşüncenin bağımlı ya da bağımsız değişkenliğinde yol almıştır. Tarihin ve coğrafyanın içerisinde yer edinen bütün materyalleri an odaklı okumak, ya da anında nokta atışı analizler yapmak sonuçta doğanın kendi içinde var olan akışında boğulmalara neden olduğunu söyleyebilirim.

Buraya dair; şu ifadeyi beşeriyet nezdinde konuşabiliriz. Miyop düşünceler diyebilirim buna. Ya da insanın kendi tikelinde bir olaysa bunu ileriye dönük miyop politika ya da zihniyet diye adlandırabilirim. Çünkü ilerisini düşünmek bir bilinç düzeyi, ciddi bir bilgi birikimi ve belki de öngörü ister. Beşeriyet bu anlamda bir tercümeye sahip, gelişmişlik ise önünde yer edindiği kavramdan yani medeniyetten uzakta miyop düşüncelere ev sahipliği ediyor olması da bir realite olarak durmakta.

Konuya dair bu anlamda bir çözüm önerisi sunmak cümlenin başında dediğim gibi bir öznellik barındıracaktır. Fakat bir teori oluşturup ve teorinin varlığına dair bu anlamda bir kutsama yapmakta sonuçta ne kadar doğru olacaktır. Teorilerin kendi içinde aşırı rasyonalite barındırdığı gerçeğini bilmekte; fazlasının zararlı olduğu düşüncesiyle anlam kaybına uğramış olduğunu söylemem gerekecek. Belki burada nazar-ı dikkat diyebilirim. Sonuçta bir sıfırdan iyidir. Niteliksel değerine göre elbette.

Sağlıcakla kalın.

 

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri