İLYAS HAN ŞAHİN

-YENİ- İSLAMCI VE MÜSLÜMAN

İSLAMCI VE MÜSLÜMAN

Günümüzde yozlaşan, pörsüyen, önemsizleşen değersizleşen çok önemli duygular ve düşünceler var. Kendi mahallemizde kendi insanımıza sesimizi daha net duyurmanın bir yolu olmalı. Politize edilmiş, ötekileştirilmiş değerlerimize karşı bir sosyal ağıt yakacağım. Sesimi duyup da benden mi bahsediyor diyen herkese selam olsun. Bizim hayatımızın en önemli ölçütü şüphesiz Hz.Peygamber a.s dır. Bizler onun hayatından, şahsiyetinden ve karakterinden haberdarız. Tarihin akışını değiştiren bu harika İnsan (s.a.v) okumamış, cahil ve vahşi bir topluluğa uyarıcı olarak gönderilmiş toplumsal hayatta bir inkılapçı olarak bütün dünyanın saygısını ve sevgisini kazanmış bir liderdir. Ona (a.s) inanan her Müslüman O’nun hayatından sorumludur. Nezaketi, adaleti, aklı ve duyguları ile Hz.Muhammed (a.s) bize asırlar öteden bir mesaj veriyor. Peygamberimizin en güçlü mesajı şüphesiz ki adalet üzerine. Haktan sapmayan, adil olan ve yaşadığı gibi inanan Müslümanlar için sorun yok. Ancak farz ibadetler dışında hayatında Efendimiz’den bir iz bir işaret bulunmayanlar var. Yaşadığı sorunda önüne çıkan bunalımda ve kaosta acaba O (a.s) olsa ne yapardı diyen insanlar yazımın asıl konusu. Bu soru İslamcı ile Müslüman arasındaki farkı belirleyen çok değerli bir soru. İslamcı adı üzerinde İslami bir ismi olan, çevresi olan ancak imanı ve ruhu dünyevileşmiş tiplerdir. Kendi dünyalarında inançlarının kabuk tarafıyla ilgilenirler. Bir türlü kabuk içine girip asıl lezzeti bulamayan bu tipler hayatlarından göstermeleri gereken Müslüman tavrın Peygamberi tavrın çok uzağında yaşarlar. Acaba hz.Peygamber (a.s) olsa ne yapardı sorusunu hiç sormazlar. Güzellikler ve adalet menbaı bir Peygamberi kitaplarda okurlar, vaazlarda dinlerler severler salavat getirirler ancak asıl yapmaları gereken şey olan Peygamberimiz gibi davranmaya gelince su koyverirler yada zaten Efendimizi anlamadıkları için Müslümanca davranıştan habersiz yaşarlar. Dış görüntülerinden anlaşılmazlar. Iç görüntüleri ise ya boştur ya da simsiyahtır. Hz. Peygamber (a.s) mesajının adalet, dürüstlük ve kişilikli olmak olduğunu zaten anlamamışlardır. Evet Müslüman kişiliklidir. Onurludur. Haysiyetlidir. Yalan söylemez. Korkak asla değildir. Çünkü bizim yegane rehberimiz olan efendimiz öyle emreder. Kur’an’ın mesajını kavrayan her Müslüman izzet ve şerefine adalet ve hakkaniyete dikkat eder. Çünkü Peygamberim benim yerimde olsa ne yapardı sorusu günlük hayatında sık sık başvurduğu bir ışık gibi yolunu aydınlatır. Bir ışıktır Efendimiz gibi davranmak taklid değil tahkik ile olabilecek bir düsturdur. Zira tahkik Müslümanın taklid ise islamcının işaretidir. İslamcı hayatında bir kez bile oturup vicdan muhasebesi yapmaz, empati kurmaz ve içselleştiremez İslamı. İslam bir kıyafettir onun için. Dış görüntüsü ile iddia ettiği İslam davası içerisinde bir sığınak bir liman değildir. Böyle derdi yoktur. İslamcı kurallar ile ilgilenir. Kurallara uyulması görüntünün olması yeter. Müslüman ise kurallara neden uyduğunun karakterinin nasıl şekillenmesi gerektiğinin bilincindedir. Bunun için okul filan bitirmesi gerekmez. İrfan dünyası vahiy ile beslenen birisi hikmetin ve gayenin sırrını kavrar. İslamcı müslümanı anlamadığı için pek sevmez. Müslüman ise İslamcının durumunu sezer ferasetiyle anlar uyarır. Ancak empati yapamayan bir Müslüman olan islamcı pragmatik dünyasının ruhsuz kuralları ile başbaşa olduğundan neyi kaybettiğini bilmez. Müslüman huzuru ararken İslamcının aradığı bir şey yoktur. Müslüman her daim içsel hesaplaşması ile kendini sürekli yargılar. İslamcının böyle bir derdi yoktur. Kendi için yaşar. Hesap kitap yapar sürekli. Müslüman yanlış davranışını değiştirebilecek kudrete sahiptir. Ancak İslamcının aklına bu tür bir muhasebe gelmez. Müslüman yalandan uzak durmaya çalışır. İslamcı uzak durması gereken şeyin hep yalan olduğunun bilincinde bile değildir. Müslüman “düşünür” evet düşünür. Akl’eder, hayret eder hep anlamaya çalışır. İslamcı ise düşünmenin hayret etmenin ya da anlamaya çalışmanın ne olduğunu bilmez bilse de zaten pek önemsemez. Müslüman acaba kırar mıyım der, Müslüman bir konuşmadan bin düşünür. Islamcı diline ne gelirse söyler. Düşünmez. Müslümanın bir davası bir derdi vardır. İslamcının ise dava, dert diye bir duygusu yoktur. Müslüman her gün biraz daha “iyi” insan olmak için uğraşır. İslamcı ise zaten iyidir kendine göre. Iyi olmaya çalışan insanların menkıbelerini dinler, onlara saygı duyar ancak onlar gibi olmalıyım derdi yoktur. Müslüman okur, öğrenir ve davranışını sık sık günceller. İslamcı ise okumaya yazmaya ya da güncellemeye karşı hep hissizdir. Çünkü inandığı dinin ve peygamberin ahlak ve kişiliğe verdiği önemi düşünmez. Hayatımızdaki Müslümanlara selam olsun. Hayatımızdaki İslamcılara ise Allah hidayet versin. Müslüman kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapmaz. İslamcı ise ne kendinden ne de başkasından haberdar değildir.

Ne mutlu Hz.Rasulün yolundan gidip müslümanlığının farkında olanlara..

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri