- 08 Temmuz 2025 - AİLE YILI VE YARGI PAKETLERİ
- 31 Mayıs 2025 - GAZZE’Yİ YALNIZ BIRAKMAK
- 05 Mayıs 2025 - BOP HABUR ORTADOĞU
- 10 Nisan 2025 - TRUMP ERDOĞAN GÖRÜŞMESİ
- 07 Nisan 2025 - EMEK SÖMÜRÜSÜ
- 23 Mart 2025 - İMAMOĞLU’NUN SİYASİ HAYALİ CEZAEVİNDE...
- 04 Mart 2025 - SİLAHLARI BIRAKMA
- 24 Şubat 2025 - SAVAŞA HAZIR DEĞİLİZ
- 08 Şubat 2025 - TRUMP VE SİYONİZME KARŞI
- 02 Ocak 2025 - SURİYE’DE YENİ YÖNETİM
- 02 Aralık 2024 - NETENYAHU GALANT TUTUKLAMA KARARI
- 24 Kasım 2024 - CUMHURİYET ÖĞRETMENİ
- 16 Kasım 2024 - AMERİKA SEÇİMLERİ VE GÜNEY CEPHEMİZ
- 01 Kasım 2024 - İÇ CEPHE SAĞLAM -2
- 29 Ekim 2024 - İÇ CEPHE SAĞLAM -1-
- 19 Ekim 2024 - VATANIMA FEDA OLSUN
- 16 Eylül 2024 - SİVİL TOPLUMDAN BEKLENTİLER
- 02 Ağustos 2024 - YENİ MİLADIMIZ
- 15 Temmuz 2024 - DOĞRU OLMAK YETMEZ ALGI DA ÖNEMLİ
- 05 Temmuz 2024 - SURİYELİLERİN GERİ DÖNÜŞÜ
- 05 Haziran 2024 - TAŞERON ÖRGÜT KULLANMA
- 09 Mayıs 2024 - DEPREMLE İLGİLİ NE YAPTINIZ ?
- 23 Nisan 2024 - BELEDİYELER VE GENÇLİK
- 20 Nisan 2024 - HABERİ YOK MU İDİ ?
- 16 Nisan 2024 - İRAN –İSRAİL NE OLUYOR?
- 15 Nisan 2024 - GENÇLİK VE YURTLAR
- 01 Nisan 2024 - MAHALLİ SEÇİM ANALİZİ
- 25 Kasım 2023 - Cemaatle Olmak
- 11 Kasım 2023 - Bulanık Beyinler
- 11 Kasım 2023 - Biber Gazı
- 16 Ekim 2023 - Madem Son Savaş
- 15 Ağustos 2023 - Gençlik Elden Gidiyor.
- 03 Ağustos 2023 - Son Beşte Beklenen Reformlar -2-
- 28 Temmuz 2023 - Son Beşte Beklenen Reformlar-1
- 15 Temmuz 2023 - Emekliye Yapılmayan Zamlar
- 02 Temmuz 2023 - Dış Güçler
- 17 Mayıs 2023 - Rehavet ve Algı
- 06 Mayıs 2023 - Eksilmedi Arttı
- 03 Nisan 2023 - İstikrar Mı Kaos Mu ?
- 24 Mart 2023 - Adaylık Başvuruları
- 24 Mart 2023 - İyi İnsan İyi Müslüman
- 13 Mart 2023 - Kayseri’de Deprem Eleştirisi
- 18 Şubat 2023 - Depremden Kimler Ders Almalı
- 09 Şubat 2023 - Deprem Birlik Beraberlik
- 02 Şubat 2023 - Avrupadaki Yükselen Türkiye Düşmanlığı
- 29 Ocak 2023 - İsveç - Finlandiya –Nato
- 25 Ocak 2023 - Başkanlık- Parlamenter Sistem
- 21 Ocak 2023 - Seçimde Dürüstlük Prensipleri
- 14 Ocak 2023 - Nereden Nereye

AV. MUSTAFA İLHAN
-YENİ- YENİ OLUŞUM
YENİ OLUŞUM
Bosna’da Srebrenitsa’da soykırım yapıldıktan sonra bütün dünyada hala da devam eden timsah gözyaşları dökülmüştü. Soykırım yapılırken sesini çıkartmayanların sonraki pişmanlıkları mazlumlar için bir fayda ifade etmiyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’de bu amaçla oluşturulmuş olmasına rağmen veto yetkisine sahip biri dahi veto etse hiçbir şey yapılamaması nedeniyle soykırımlar önlenemiyor.
Büyük şeytan ABD’nin soykırım yapana destek, kalkan olmasını bırakın Uluslararası ceza mahkemesinin kararlarına karşı ABD kararı veren hâkimlere, ülkelere yaptırım yapılmasını kararlaştıran kanun çıkartıyor. ABD’de de temsilciler meclisinde katiller ayakta alkışlanıyor.
Arap liderler katile destek verenlere trilyonlarca dolar vermeyi vaad ediyorlar. ABD’ye yaranmak için birbiri ile yarışa giriyorlar.
Türkiye ise kınamadan öte bir şey yapamıyor. İsrail izin verirse gıda yardımı yapıyor. Sorumluluğu Arap liderlere yüklüyor. İsrail ile ticareti kesmesi dışında bir yaptırım uygulayamıyor. Cumhurbaşkanımızın kişilik ve inanç olarak İsrail’e bizden daha fazla diş bilediğine eminim ancak pabuç çok pahalı demek ki.
Sivil toplum olarak çok güçsüz olduğumuz Gazze protestolarında toplayabildiğimiz kalabalıklardan anlaşılıyor.
Bu kadar çaresiz olmak bize yakışmıyor.
Toplumu harekete geçirecek teşkilatlanma yok. Liderlere, sivil toplum örgütlerine güven kalmamış durumda. Oturup sesli düşünmenin zamanı gelmiş ve geçiyor olsa gerek.
Cumhurbaşkanımızın ikinci dönem görev süresini doldurmuş olması, bir daha aday olamayacak olması bizim farklı arayışlar içinde olmamızı gerektiriyor.
Öncelikle Ak parti yöneticileri milletin kendilerine 25 yıla yakın teveccühünü doğru yolda kullanamadılar. Cumhurbaşkanının tüm çırpınışlarına rağmen parti alt kademeleri Cumhurbaşkanının başarısını kendi başarıları sanarak hoyratça harcadılar.
Toplumda Ak Partililerin yanlışlarının faturası artık Cumhurbaşkanına çıkarılmaya başlandı. Kamuoyu yoklamaları da gösteriyor ki muhalefetin ortak çıkaracağı bir aday bu kez Cumhurbaşkanına açık ara fark atacak. Cumhurbaşkanı aday olmadığı zaman Ak Partinin oy oranı belki yüzde 10’un da altına inecek.
Ak partinin her makama aday belirleme sürecinde hatalar yaptığını 25 yıllık tecrübe gösteriyor. Kalıbının adamı olmayan kişilere paye verildiğinden bu kişilerin her biri bir parti kurarak Ak partiye çelme atmaya çalışıyorlar. İyi parti, Yeniden Refah Partisi, Deva Parti, Gelecek Partisi hep Ak parti muhalifliği ile taraftar toplamaya çalışan Cumhurbaşkanının asla rakibi olmayacak çapsız kişiler ve partiler olarak varlıklarını Ak partililerin yanlışlıklarına borçlu kişilerden oluşuyor.
Eleştiri kolay bu işin çözümü ne diye soracak olursanız benim bazı önerilerim olacak.
Başta Memur-sen, Hak-iş olmak üzere memur ve emekçilerin merkezinde olacağı, iş adamları, müteahhitlerin parti yönetimlerine asla alınmayacağı yeni bir parti öneriyorum.
Memur – Sen bürokrasiye hakim bir teşkilat olarak Türkiye’yi Türkiye yüzyılına taşıyacak kadroları tespit edip öne çıkarmalı, parti programında emekçiler için şimdiye kadar hiçbir partinin vaad etmediği, emekçilerin ezilmeyeceği, adaletten ayrılmayacak, yolsuzluklara sıfır tolerans sloganı olacak bir parti. İşçilere Avrupa’daki işçi haklarının sağlanacağı, sloganlarda kalmayacak şekilde kanun tasarıları hazırlayıp kamuoyuna açıklanmalı. İçerde birlikteliği sağlamak için vatandaşlık ve kardeşlik temelinde bir eşitlik vaad edilmeli.
Belediyelerde mevcut kadrolar yozlaştı. Ufukları yok. Bizler artık ufku olan insanlar görmek istiyoruz.
Ekonomide iş adamlarının sözü geçmemeli. Onlar kendi işlerini geliştirme dışında ülke yönetiminde etkin olmamalı. İş adamlarının sömürü düzeni yok edilmeli. Ülkenin güçlenmesi için vergide adil olunmalı. Bankaların aşırı karlılıkla sömürü yapmasına dur denilip, paranın ekonomik kalkınmada kullanılması sağlanmalı.
Bu kısa makalede her konuyu yazmam beklenmemeli. Ben sadece bir perspektif açtım. İçini dolduracak çok beynimizin olduğuna eminim. Şimdi beklentim kendisini akil gören herkesin oturup Türkiye Yüzyılı nasıl olmalı konusunda bilgi bankası oluşturması.
Gazze ile bu söylediklerin arasında bağ kuramadık diyenlere onu da izah edelim. Bu gün Gazze yarın Türkiye. Eğer biz yukarıda anlatılan veya benzeri tedbirler almaz ve Türkiye yeniden vesayet altına girerse biz de Gazze’den farklı duruma düşmeyeceğiz. Bu günden geleceği görüp tedbirimizi almamız gerekli.
Allah’a emanet olunuz.
Av. Mustafa İlhan
Kayseri Strateji Derneği Başkanı
Henüz Yorum yok