HATİCE KÖKSAL DAĞLI

-YENİ- FITRAT VE FURKAN’IN UZAĞINDA BİR TOPLUM

FITRAT VE FURKAN’IN UZAĞINDA BİR TOPLUM

"Allah çirkin sözün, açıkça söylenmesinden asla hoşlanmaz. Ancak, zulme uğrayan kimsenin durumu başkadır. Allah, her şeyi hakkıyla işitir ve kemâliyle bilir". (Nisa 148)

Allah çirkin şeylerin açıkça söylenmesini istemez,

Çünkü çirkin şeyler alenileşmesin, sıradanlaşmasın, çirkinlik örnek alınmasın, kötülük çoğalmasın ister.

Çürük bir meyve örneği vardır. Çürük bir meyve sağlam meyvelerin içine konursa hızla onları da çürütür. Çirkin davranış, hayasızlık ve kötülük de böyledir. Önceden çocuklar örnek almasın diye küçüklerin yanında küfredilmezdi.

Şimdi ise yaşadığımız ortamlara bakın,

İzlediğimiz programlara, dizilere bakın:

Hayasızlıklar ve güvensizlikler film diye izlettiriliyor.

Aile bireyleri dahi biri birine ihanet ediyor,

En çirkin fuhşiyat, fitne fesat alenileştiriliyor, sıradanlaştırılıyor, alıştırılıyor.

Allah ayetinde, zina yapan kişinin zina yapmasını ispatlamak cezalandırmak için dört şahit istiyor, neden dört şahit, hiç düşündünüz mü? Bu çirkinliğin işlendiğini dört şahitle ispatlamak neredeyse imkânsız bir şey öyle değil mi? Bunun birçok nedeni olmakla birlikte en önemli nedeni bu çirkinlik gizli kalsın, dile düşmesin, alenileşmesin ve zamanla sıradanlaşmasın diyedir.

Rabbimiz bize yol gösteren kitabında, çirkin sözün açıksa söylenmesini istemezken ve dedikodudan arkadan çekiştirmekten, fitne-fesat ve zandan şiddetle sakındırırken,

Diziler, sabah programları, sosyal medyadaki videolar, bunları tekrar tekrar işleyerek en mahrem en çirkin edepsizlikleri ve hayasızlıkları insanların zihinlerine kazıyorlar. “En yakınınız bile olsa sakın güvenmeyin”i işliyor diziler ve programlar.

"Haksız yere bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmek gibidir" diyen bir yaşama şeklinin öğretileri yerine birkaç saniye içinde yüzlerce kişileri katleden mafya filmleri, internet oyunları bizlere sunuluyor. Bunun sonucunda kadın cinayetleri ve sokak ortasında şiddet gittikçe artıyor.

            Sanat topluma yön verir; kitaplar, şiirler, filmler, tiyatrolar, türküler, şarkılar toplumu geliştirir;

Daha güzel ahlaklı,
Daha güzel düşünür,
Daha adaletli, merhametli, edepli,
Daha mutlu,
Ve daha çağdaş kılar.

            Şimdiki medyada gösterilen diziler filmler şarkılar toplumu yozlaştırıyor ayrıştırıyor ahlaksızlaştırıyor güvensizleştiriyor.

Sorsanız diyorlar ki “Toplum bunu istiyor biz talebe göre üretiyoruz.”

Oysa sanatçı yazar eğitimci çağın bilge kişileridir. Toplumun içinden yetişmiş ama artısını eksisini bilen ve artılarını geliştirecek topluma yön verecek insanlardır.

Şimdi reyting kaygısı ve tıklama rekorlarıyla ne kadar küfür, kavga, kıyamet ses getirirse öyle programlar, filmler ve diziler yapılıyor.

            Bu topluma insanlığa ne oluyor sorusunun cevabını vermek için sosyolog psikolog toplum bilimcisi olmaya gerek yok. Dizilere filmlere sosyal ağlardaki oyunlara bakmak yeterli. Dizilerde durmadan insan öldürülüyor. Bunu da mahallesini veya yakınlarını savunma adına yapıyorlar, peki ya düşman kim?

            Siyasi düzende sürekli birbirine düşman, zıt, birbiri ile çatışan insanlar olmamız için çaba sarf ediliyor. Oysaki iktidar olmak veya muhalif olmak bu demek değil. Yapılan iyi projelere destek olmak, kötü olanı eleştirmek, daha güzel projeler sunmak ve milletin yararına olan projelerde birbirine destek olmaları gerekirken, her gün haberlerde, haber programlarında yayınlarda kavga küfür kıyamet, milletin birbirine düşmesi kimlerin işine yarıyor?..

Bir ülke halkının barış içinde olması gerekmez mi? Dünyadaki insanlarında tabii. 

Güzel ahlâkın timsali O'lan Allah’ın resulünün ahlâkı Hz. Aişe’ye sorulduğunda "Onun ahlâkı Kur'an'dır siz hiç Kur'an'ı açıp bakmıyor musunuz" der, hâl böyleyken böyle olması gerekirken; Bizler merhametli, hoşgörülü, adaletli bağışlayıcı olun diye emreden bir dinin iman edenleri olarak mücadele verirken bizlere sunulan ve sıradanlaştırılanlar ise: içinde ölüm, fitne, entrika, taciz ve tecavüz, kardeşin kardeşe ihaneti, arkadaşın arkadaşını sırtından vurduğu, güçlü olmak için her yolun mubah görüldüğü, yeter ki yükselsin kimin üstüne bastığın kimi ezdiğin önemli değil vb. öğretileri gösteren diziler, televizyon programları ve filmler. Peki ya bunlar kimler tarafından kimin yararına sunuluyor? Toplumumuzun bugün geldiği noktadan çıkarım yapabiliriz.

O zaman anne babanın güzel ahlaklı dürüst erdemli çocuklar yetiştirme çabası niye? Okullarda eğitimciler iyi bir toplum olsun diye niçin çaba harcayıp duruyor? Eğer bunun önüne toplum olarak engel koymazsak çocuklarımızı nasıl bir gelecek nasıl bir dünya bekliyor?

Güzel ahlakı, erdemi, adaleti, güveni, sevgiyi, saygıyı öne çıkaran; kötülükle nasıl öldürmeden veya ötekileştirmeden mücadele edilebiliriz; çalışarak çabalayarak alın teri dökerek okuyarak insanlığa nasıl faydalı olunabilir gibi konuları işleyen diziler filmler yapılamaz mı?

Toplumun bu yarasını masaya yatırmakta geç kalındı; birçok arkadaşlar, uzmanlar da bu konuyu defaatle gündeme getirmeye çabalasa da bir türlü çözüm üretilemedi.

Çok değerli yazarların eserleri film dizi konusu yapılabilir...tiyatrolarda, birleştiren kaynaştıran eğiten insanımızı mutlu eden eserler oynatılmalı, sanat eserleri tarihimizi ve toplumun güzel yönlerini öne çıkaran eserler olmalı. Ve insanlığa örnek olmuş başka toplumların da sanatları değerleri konu edilebilir

İnsan güzel ahlakın, adaletin, merhametin, iyiliğin kaynağının yani fıtratının izine düşmeli.

İnsanlık öğütleri özünden almalı, Furkan'ından süzülmeli ışığı.

Çünkü;

“Allah iman edenlerin dostu ve destekçisidir. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Oysa Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlerin dost ve destekçileri ise azgınlar ve şeytani güçlerdir. Onları aydınlıktan çıkarıp derin karanlıklara iterek doğru yoldan çevirirler. İşte onlar ateşe tam layıktırlar, onlar orada ebedi kalacaklardır.” (Bakara 257)

Yoksa geleceğimiz, neslimiz ziyan olup gidecek.

Yeryüzü talan edilmiş, dünyası ve ebedî hayatı ziyan olmuş bir insanlık,

Değerleri sömürülmüş, ayrıştırılmış birbirine düşman edilmiş güvenin güzel ahlâkın erdemin olmadığı bir yurt,

Çocukları köleleştirmiş, nesli ziyan edilmiş ve kuklalaştırılmış bir yeryüzü ile kalakalacağız.

Selam ve dua ile
Hatice Köksal Dağlı

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri