İBRAHİM ERKAM

-YENİ- AKIL

AKIL

Akıl, عقَل fiilinden gelir. Bu fiil lügatte bir şeyi bir başka şeye bağlamak anlamına gelir. Yine aynı kökten gelen ٠عِقال kelimesi ise devenin ayağını bağlarken kullanılan ip anlamına gelir.

Akıl, Allah'ın insana iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, faydalıyı zararlıdan ve hakkı batıldan ayırt etmesi ve hakikati kavraması için lutfettiği bir nimettir. İnsanın akletmesi, onu insan yapan ve diğer canlılardan ayıran en önemli özelliğidir.

Burada şunu zikretmeliyim ki akletmek ile sıradan bir düşünme arasında fark olduğuna inanıyorum. Allah,(cc) Hac Suresi 46. Ayet'te mealen şöyle buyurmuştur: "Yeryüzünde hiç dolaşmıyorlar mı ki akletmiş kalplere yahut işitmiş kulaklara sahip olsunlar! Şu bir gerçek ki gözler körleşmez, fakat göğüslerdeki kalpler körleşir."

Ayete göre akletme eylemi, kalpte gerçekleşiyor. Bu ayetten yola çıkarak akletmek ile herhangi bir matematik işlemini yaparken ortaya koyduğumuz zihinsel çaba arasında fark olduğunu düşünüyorum.

Rabbimiz, bir başka ayette ise akletmeyip kavrayamayanlarla ilgili mealen şöyle buyurmuştur:"Andolsun biz, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Bunların kalpleri vardır ama onlarla kavrayamazlar; gözleri vardır ama onlarla göremezler; kulakları vardır ama onlarla işitemezler. Onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da aşağıdırlar. İşte asıl gafiller onlardır."(Araf,179)

Zihin dünyamızda birçok bilgi var. Bunları kulağımız, gözümüz, gönlümüz vasıtasıyla öğreniyoruz. Bu edindiğimiz bilgiler, aynı bilgiler olsa bile herkes aynı şekilde düşünmüyor ve aynı şeye inanmıyor. Geçenlerde okuduğum bir cümlede şöyle diyor: "Duyguların ve matematiğin kaynağı evrendir." Evreni yaratan, ona malik olan da Allah değil midir? Biz inanıyoruz ki alemde ne varsa hepsinin kaynağı Allah'tır. Duygulara ve matematiğe malik olan da Allah'tır.  Batıl düşünceye sahip bir kimse, zihindeki verileri akletmeden, tefekkür etmeden düşünerek kainatın rastlantısal bir şekilde oluştuğunu iddia ederken; Hak düşünceye sahip bir kimse ise araştırarak ve aklederek bu kadar muazzam ve muntazam bir alemi yaratan kudretli bir varlığın olması gerektiğine inanıyor.

Kur'an-ı Kerim'de birçok ayette insanlar için "onların çoğu akletmez" ifadesi geçiyor. Akıl insana hakkı batıldan ayırması için verildiyse insanlar niçin akletmiyor? O zaman bu gibi ayetlerin, insanların aklederek ve tefekkür ederek yaratan ve var eden kudretin Allah olduğuna inanmaya yanaşmamalarından dolayı zikredildiğini anlıyoruz.

Rabbimiz bizleri hayatın ve ölümün niçin yaratıldığını akledip tefekkür eden ve Allah'a hakkıyla inanan kullarından eylesin. Amin.

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri