KADİR EROL
-YENİ- MAĞDURİYET.....!
MAĞDURİYET.....!
EkRum bey, Mağdur !
Çünkü ters köşe oldu.
Resmen ofayt'a düştü.
Bugüne kadar,
CHP'ye hesap sorulmazdı ve sorulamazdı.
Çalsalar hizmet, içseler şeref, yalan söyleseler onur, gavurlar adına iş yapsalar ödül... vs. idi ! Çünkü onlar, ne yapsalar, yakışırdı !
Şimdi buna göre iş yapan EkRum ve Ekibi, 100 yıldır ilk defa duvara tosladılar. Hırsızlığın, arsızlığın, yalanın, dolanın, zimmetin, rüşvetin, casusluğun... Hesabını soran bir yapı ile karşılaştılar. İnanamıyorlar ve kabullenemiyorlar.
Her zaman yapıp yapıp, aferin aldıkları, süper, çağdaş, çok modern diye alkışlandıkları ve ödüller aldıkları şeyleri yine aşk ile yaptılar.
Hesapsızca ve pervasızca çaldılar, parti satın aldılar, milyonlarca insanın şahsî bilgilerini sağa sola servis ettiler... Yurtdışına uçaklar dolusu çıkarma'lar yapıyorlardı. Çok lüks yaşıyorlardı. Tam da ödül bekliyorlardı. 100 yıldır hep öyle olurdu. Hele İngilizler casuslarını aslâ yarı yolda bırakmazlardı ! İsrail, ABD...Batı yâhu işte muktedir Batı !
Ama bu defa olmadı.
Keser dönmüş, sap dönmüş ve en önemlisi, hesap dönmüştü. Türkiye'de artık yerli ve milli bir hükümet kurulmuştu. Her türlü kumpasa, saldırıya ve darbe girişimine rağmen, yıkılmamış, dimdik ayakta durup, Milli İrâdeye sâhip çıkmıştı.
Artık, hırsıza hırsız, casusa casus denilen günlere gelinmişti.....!
Ne bilsin EkRum ?
Ne bilsin onun o cilâlı, batıcı, modern, çağdaş, reklamcı ve algıcı ekibi ?
Nerden bilecekler ?
Şimdi düşününüz :
CHP'nin Genel Başkanlarına kim hesap sorabilirdi ki ? M.Kemal, İsmet İnönü, Ecevit... Bak işte bütün bu kişilerin ne kadar ulu ve yüce olduklarını herkes bilir ve bunlara, en fakirinin bile 247 tane dairesi çıksada, en ufak bir hesap sorma fikri, gündeme dahî gelmez/ gelemezdi.
Tamam işte, EkRum da bu lâ yüs'el olan, sorgulanamaz nitelikteki makamı, satın alıp, kendi emrine bağlamadı mı ? Evet bağladı.
Peki, şimdi niçin hesap sorulmaya kalkışılıyor ki ? Bu makamlardan hesap mı sorulur ?
Olacak iş değil bu !
Anlayamıyorlar......
Şaşkınlıkları işte bundan. Daha hiçbirisi kendine gelemedi. "Ben bu sorulara cevap vermek istemiyorum" havasındalar hâlâ !
Çünkü, vaziyet vahim, gerçekler çok çok acı, 
"El fulfulü mürrün."
Vesselâm.
Kadir EROL
02 Kasım 2025

                                                                
                                                                
                                                                
                                                                
                                                                
                                                                
                                                                
                                                                
                                                                
                                                                
Henüz Yorum yok