ÖĞR. GÖR. OSMAN UTKAN

-YENİ- ZEYNEP SULTAN

ZEYNEP SULTAN

Zeynep Sultan çok hayırsever bir kadındı. İstanbul’un Avrupa yakasında birçok yere toplum yararına eserler yaptırmıştır. Kendisi Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın kerimesidir. Sultan Abdülaziz döneminde sadrazamlık yapan Yusuf Kamil Paşa’nın eşi ve Sait Halim Paşanın da halasıdır.

Toplum yararına onlarca eser yaptıran Zeynep Sultan’ın en büyük arzusu bir kere bile olsa yüce peygamberimizi rüyasında görmekti. Ancak yıllardır hayır işlerini yoğun bir şekilde yürütün sultan bir türlü Hz. Muhammed’i rüyasında görememiştir.

Dönemin Şeyh-ül İslam’ına bu isteğini ve özlemini anlatır. Rüyasında Allah Resulü’nü nasıl göreceğini sorar. Şeyh-ül İslam da Zeynep Sultan’a İstanbul’un Anadolu yakasına bir hastane yaptırmasını tavsiye eder. Bunun üzerine, bugün Üsküdar’da olan, Zeynep Kamil Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi’ni yaptırır. Aradan bir müddet zaman geçmesine rağmen onun arzusu ile ilgili bir gelişme olmamıştır. Yani sevgili peygamberimizi rüyasında yine görememiştir.

Uygun bir zamanda hocaya tekrar uğramış ve herhangi bir gelişme olmadığı ve peygamberimize dair herhangi bir rüya görmediğini söyler. Bunun üzerine Şeyh-ül İslam, bu sefer hastaneyi ziyaret etmesini tavsiye eder. Bu görüşmeden sonra, kadın doğum hastanesi olarak yaptırdığı hastaneyi, ziyaret etmeye karar verir.

Birkaç gün sonra hastane ziyaretinde bütün odalara uğrayarak, oralarda tedavi olan hastaları tek tek ziyaret eder. Hastalara hallerini, hatırlarını ve onların kendisinden bir isteklerinin olup olmadığını sorar. Herkes Zeynep Sultan’a memnuniyetlerini dile getirerek dualar eder. 

Bu ziyaret esnasında bir odadan çığlık ve ağlama sesleri duyulur. Zeynep Sultan, sesin geldiği odaya girmek ister. Odaya girdiği sıra ses kesilir. Bir genç kadının yeni doğum yapmış olduğunu görür.  Konuşmasından, doğum yapan kadının bir ermeni olduğu belli oluyormuş. Zeynep Sultan kan ter içinde kalan kadının bir taraftan başını okşuyor bir taraftan da onun alnındaki terleri siliyormuş. “Geçmiş olsun kızım! Maşallah çok güzel bir yavrun dünyaya geldi. Allah hayırlı etsin.” diyerek güzel dileklerini belirtmiş ve böylece onu rahatlatmaya çalışmıştır.

Hastane ziyaretini tamamlayıp ayrılan Zeynep Sultan o gece peygamberimizi rüyasında görür.  Rüyasında yaptığı hayır kurumlarının karşılığı olarak Allah Resulü’nün rüyasına misafir olduğunu düşünürken; Peygamberimiz “Zeynep sultan sen sanıyorsun ki bu kadar hayır yaptım ve ben bunun üzerine senin rüyana geldim.  O iş öyle değil! Sen bugün yeni doğum yapan bir genç kadına uğrayıp onun alnını sildin, ona şefkat ve merhamet gösterdin ya ondan senin rüyana geldim” diye buyurmuştur.

Hikâye böyle. İslam’da rüyada peygamberimizi görmek gibi bir amaç yoktur. Ancak hisseden kıssasını almak isteyenlere çok şey var burada. Merhamet bizi kurtaracak olan en önemli şeylerden birisidir. Müslümanlar olarak bizler birbirimize karşı olabildiğince merhametli olmalıyız; aynı zamanda Allah’ın yarattığı bütün canlılara karşı da olabildiğince merhametli olmak zorundayız. Şefkat ve merhamet hem dünya da hem de ahirette iyiliğin anahtarıdır.

Günümüz dünyasında zulmün ayyuka çıktığı bir zamandayız. Gün geçmiyor ki içimizi kanatan bir haksızlık olmasın. Mazlumların feryadı yerleri gökleri inletmektedir. Hiç olmadığı kadar dünyanın merhamete ihtiyacı vardır. Gazze’de yaşanan zulüm ve haksızlık bunun en büyük örneğidir. Bu zulüm dayanılmaz boyutlara ulaştı artık. Allah, bu merhametsiz ve zalim alçakların hesabını elbette görecektir. Bizler de bu zulme karşı bütün gücümüzle durmalıyız. Öyle bir gün gelecek ki bu siyonist zalimlere asla merhamet edilmeyecektir.

KAHROLSUN İSRAİL!

YAŞASIN FİLİSTİN!

 

 

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri