FURKAN YILMAZ ALTINÖZ

-YENİ- FİLDİŞİ KULELERİNDE AİLE İNŞASI

• admin
• 09 Eylül 2025
• Yazar
• 97 Görüntüleme

FİLDİŞİ KULELERİNDE AİLE İNŞASI

F. Yılmaz ALTUNÖZ

          “Kadını, erkeği, çocuğu, genci, yaşlısıyla ailelerimizi bir sevgi ve güven limanı olarak inşa etmek hayati bir önem taşımaktadır. Bu nedenle 2025 yılını… Aile Yılı ilan ettik. Amacımız, ailelerimizi günümüzün tehlikelerine karşı daha dayanıklı kılmaktır.”

Düz yazı yazmakta zorlanıyorum. Yani felsefe, tarih, sosyoloji ve mantık içermeyen yazıları kaleme almakta zorlanıyorum. Ama bu makaleyi daha sade ve düz yazmaya gayret göstereceğim.

2025 yılı Aile Yılı ilan edildi. Fildişi kulelerinde yaşayanlardan başka kimin haberi var! Üniversitelere yansıması var mı bilmiyorum. Kamu dairelerinde bilinç boyutu görünürlüğü var mı? Yerel yönetimlerde aile yılı nasıl karşılık buldu? STK’ların söylenen yıla ilgileri ne kadar? Hepsini geçtik medyanın; Televizyonların, radyoların, gazetelerin, her tür sosyal medyanın gündeminde ailenin kutsallığı var mı?  Veya halkın sorunları arasında aile kaçıncı sırada yer alıyor/yer aldırılıyor?  

2019 yılı “Prof. Dr. Fuat Sezgin” Yılı,  2021 yılı “Yunus Emre ve Türkçe” Yılı,  2022 yılı “Süleyman Çelebi” Yılı,  2023 yılı “Aşık Veysel “ yılı, 2024 yılı “Dîvânu Lugâti't-Türk” Yılı İlan Edildi. Ve 2025 yılı Aile Yılı…

Bu yıllar halka, kamuoyuna ya da muhataplarına ne kattı. Daha açık ifadeyle halk bu yılların farkında oldu mu? Yoksa ilgi bakanlılar başta olmak üzere, uzana bildikleri kadar fildişi kulelerinde ikramlarla son mu buldu!

Aile Yılı! Başlık çok güzel. Çok kutsal. Çok değer. Çok hayati. Beka sorunu. Ve milli güvenlik sorunu.

          “Aile yılı boyunca çok önemli çalışmalar yapacaklarını… Nüfus politikalarıyla destekleyip… Dijital platformlarda yer bulan diziler, filmler, yayınlar ve daha pek çok içerik, çoğu zaman kültür erozyonu ve kimlik aşınması... Bilinçli, kasıtlı, ısrarlı ve sistematik bir şekilde servis edilen bu içerikler; başta cinsiyetsizleştirme politikaları olmak üzere, LGBT ve diğer gayri fıtri akımların da alan kazanmasına (karşı)... Türkiye, genç ve nitelikli nüfus bakımından kan kaybetmektedir… Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması… Amacımız, ailelerimizi günümüzün tehlikelerine karşı daha dayanıklı kılmaktır… Ailelerimizin birlik ve beraberliğini perçinleyen projeleri ve faaliyetleri gerçekleştireceğiz…" Yetkililerin açıklamalarından bazı satırlar. Yaldızlı sözler. Peki, elde ne var? Gözle görülür ne var?

Fildişi kulelerinden esintiler bunlar. Sosyal hayatta ise neler var? Bakalım;

Fuhuş: İngiliz basınında Türkiye: İngiliz basınına "azgın İngiliz kadınların aşk kaçamakları", "Marmaris, İngiliz kadınlar için Tayland", "Türkiye'de bir gecelik ilişki sudan ucuz" başlıklarıyla yansıdı.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı, Türkiye’deki fuhuş sektörü ile ilgili çarpıcı veriler paylaştı. “Türkiye’de güncel seks çalışanı (zina) sayısının 150 bini aşmış olabilir. Toplam tescilli seks işçilerinin sayısı 15 bin, vesika bekleyen hayat kadını sayısı 30 bin ve hayat kadınlarının yaş ortalaması 15-40 arasında tahmin edilmektedir.”  Üstelik bu hesaba travestiler, transseksüeller, eşcinsel fuhuş dâhil değil.

          Boşanmalar: Kesinleşen boşanma davaları sonucunda 2023 yılında 171 bin 881 çift boşanırken 171 bin 213 çocuk velayete verildi.  

İntihar: 2002-2022 yılları arasında 65.545 kişi intihar etti.

Uyuşturucu: Genel nüfusa göre uyuşturucu kullanım oranı da dünyada yüzde 5,6 Avrupa'da yüzde 29, Türkiye'de ise yüzde 3,1.

Alkol: 2004 yılında 66 olan üretici firma sayısı 2019 yılı itibarıyla 249’a ulaşmış. Bunların 19’u bira, 214’ü şarap ve diğer fermente içkiler ve geri kalan 16’sı ise distile alkollü içki üretiyor. Üretici sayısı on beş yılda yaklaşık dört kat artmış. Öyle ki tekel bayi olmayan en ücra yer yok!

Şiddet: Çalışma 15 ili kapsayan saha çalışmalarında ilk kez “kadına şiddet” ve “çocuk istismarı” Türkiye’nin önemli sorunları arasında yerini almıştır.  

Tembel (ev) gençler(i): Türkiye'de 4 milyonun üzerinde oldukları tahmin edilmektedir. Avrupa Birliği ülkelerinde 15-29 yaş grubunda ev genci oranı ortalama %18 iken, Türkiye'de %35,6 olarak bildirilmiştir.  

Yolsuzluk: Türkiye, Şeffaflık Uluslararası tarafından açıklanan 2024 Yolsuzluk Algısı Endeksi'nde 100 üzerinden 34 puan aldı. Türkiye'de Yolsuzluk Endeksi, 1995'ten 2024'e kadar ortalama 38.88 Puan olup, 2013'te 50.00 Puan ile tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmıştır.

Komşuluk: Türk halkının yüzde 63,3’ü komşuluk ilişkilerinin eskisi kadar güçlü olmadığını savunuyor.

Huzurevleri: Şubat 2022 itibarıyla Bakanlığa bağlı, özel ve diğer kamu kurumlarına ait toplam 452 huzurevi bulunuyor.

Kadın konukevleri: Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Türkiye'de 149 olan kadın konukevi sayısını, bu yıl 154'e, 2023'te 159'a, 2024'te 164'e, 2025'te 169'a ve 2026'da 174'e yükseltmeyi planlıyor.

          Doğum: Aile doğum demektir. Doğum oranlarının artması isteniyor. Evet artmalı. Seküler hayat tarzı, kadınların kariyer derdi, çalışma hayatındaki varlık ve rolleri çocuk yapmaya izin vermemektedir.

Tüm bu sorunlar ve diğerleri aile için hayati meselelerdir. Sayılan kötülükler ve türevleri engellenmediği müddetçe aile yılı ilan etmenin ne gibi karşılığı olabilir ki? “Defi mefasid celbi menafiden evladır.” Yani kötülüğün engellenmesi iyilik yapmaktan önceliklidir/önemlidir. Tüm bunlara karşı “ailelerimiz günümüzün tehlikelerine karşı nasıl daha dayanıklı kılınacaktır?”

          “Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı… Türkiye'deki tüm aileleri temsilen ülkenin farklı kesimlerinden gelen ailelerle hatıra fotoğrafı çektirdi.”

Playback.