Şevval Ayından Altı Gün Oruç Tutmayı Unutmayalım!

RAMAZAN GÜNLÜĞÜ 30

                                                                                        Hazırlayan: Mustafa KÜÇÜKTEPE

Bir Ayet:  "Ye, iç, gözün aydın olsun. İnsanlardan birini görecek olursan, "Şüphesiz ben Rahmân'a susmayı (oruç) adadım. Bugün hiçbir insan ile konuşmayacağım" de. (Meryem Sûresi, 26)

Bir Hadis:  "Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz, “Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval ayından altı gün ilave ederse, sanki yılın bütününde oruç tutmuş gibi olur” (Müslim, Sıyam, 204; Tirmizi, Savm, 53; Ebu Davud, Savm, 58-59) buyurmuştur.

Bir Konu: Şevval Orucu. Demek ki, bir aylık Ramazan orucundan sonra Şevvâl'de de altı gün oruç tutarak orucunu otuz altıya çıkaran kimse, bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi sevap almaktadır. Aslında bu gibi mânevî konularda esas olan, o işi ihlasla yapmak, büyük bir gönül arzusu ile talip olmaktır. Bâzen öyle oruçlar olur ki, tutanın gönlünde beslediği derin ve sâfî ihlas yüzünden 360 gün değil, belki 360 senelik nâfile oruç sevabını alabilir. İhlas ile kim ne isterse Rabbimiz onu verebilir. 

 Şevval Orucu  peş peşe tutulabileceği gibi ara verilerek de tutulabilir. (İbn Abidin, Reddu’l-muhtar, Riyad, 2003; III, 421)

Şevval ayında nafile olarak tutulan oruç, Ramazan'da tutulmayan oruçların yerine geçmez; yani Ramazan’da tutulmayan oruçların ayrıca kaza edilmesi farzdır. Bir oruçta hem kaza hem de nafile yerine niyet edilmesi geçerli olmadığından Şevval ayında tutulan oruçta da bunlardan yalnız birine niyet etmek gerekir. Şevval ayında oruç tutulurken, Ramazan'da tutulamayan oruçların kazasına niyet edilirse bu oruçlar kaza orucu olur.

Esma-i Hüsna:

El Varis, Allah’ın isimlerinden (esmâ-i hüsnâ) biri.Sözlükte “alışveriş vb. bir akid bulunmadan bir mala sahip olmak, ölen kimsenin servetinden pay almak” anlamındaki virs (virâset) kökünden türeyen vâris “ölünün malını mülk edinmeye hak kazanan kimse” demektir. Esmâ-i hüsnâdan biri olarak “varlığının sonunun bulunmaması vasfıyla kâinatın gerçek sahibi” mânasına gelir. Esmâ-i hüsnâ hakkında dikkat çekici açıklamalarda bulunan Hattâbî vâris ismini “yaratılmışların hayatı son bulduktan sonra da varlığını sürdüren, elden ele dolaşan insan mülklerini ölümlerinden sonra asıl sahibi olarak geri alan” şeklinde yorumlamıştır (Şeʾnü’d-duʿâʾ, s. 96). Gazzâlî, “Mülkiyet ve hâkimiyet bugün kimindir?” sorusunun dünyada kendilerinde mülkiyet ve hâkimiyet vehmeden insanlara yöneltileceğini söyler. Basîret sahiplerine gelince onlar bu nidânın mânasını her an hissetmekte, ses ve harf bulunmadan onu işitmekte, mülkiyet ve hâkimiyetin her an kahhâr olan tek Allah’a aidiyetini kabul etmektedir. Bu gerçeği, sadece fiildeki tevhidin mahiyetini idrak edip fiilî mülkiyet ve hâkimiyetin tek varlığa özgü bulunduğunu bilen kimse kavrayabilir (el-Maḳṣadü’l-esnâ, s. 160-161). Kulun vâris isminden nasibi, Allah tarafından kendisine lutfedilen mülkiyet ve hâkimiyet emanetine riayet edip adaletle ve cömertçe davranmak, bunun ebedî mutluluğunu sağlayacağı inancını taşımaktır. https://islamansiklopedisi.org.tr/varis

Her gün 707 kere El-Vâris isminin zikrine devam eden kimse dünyevi ve uhrevi birtakım nimetlere kavuşur. İşleri kolaylaşır.

El-Vâris ism-i şerifini güneş doğmadan zikretmeye devam eden kimsenin vücudunda hastalık, elem kalmaz.

“Ya Vâris celle celâlühû” zikrine 5 vakit namazdan sonra 707 kere devam edenin rızkı artar, işsiz kalmaz.

Mal, mülk ve itibar sahibi olmak için “Ya Varis Celle celalühü” diyerek 707 kere okunur.

Hakkı olan mirasını almakta güçlük çeken kimse her gün 707 kere “Ya Vâris celle celâlühû” zikrine devam ederse maksadı hasıl olur.Ya Vâris ism-i şerifini her gün vird edinen kimse mal, mülk ve itibar sahibi olur. İnsanlar arasında nüfuz ve merci sahibi olur. İsteklerine çabucak kavuşur. Kötülüklerden muhafaza olur.

Çocuğu olmayan kimse 707 kere “Ya Vâris celle calâlühû” okursa Allah’ın izniyle hayırlı evlat sahibi olur.

Bir iş hususunda kararsız olan kimse, temiz bir kalp ile akşamla yatsı arasında “Ya Vâris” esmasını okumaya devam ederse, karar vermesinde kolaylık görür. Önünde bir çok hayırlı yolların açılmasına vesile olur. https://www.nukteler.com/el-varis-esmasinin-zikri-faziletleri-faydalari/

El Varisesmasının ebced değeri ve zikir sayısı 707’dir.

Er Reşid, Allah’ın isimlerinden (esmâ-i hüsnâ) biri. Sözlükte “doğru yolu bulup onda sebat etmek” anlamındaki rüşd (reşed, reşâd) kökünden türemiş bir sıfat olan reşîd kelimesi “doğru yolda bulunan, doğru ile yanlışı ayırt edebilecek çağa giren” demektir. Allah’a nisbet edildiğinde “bütün işleri isabetli ve hedefine ulaşıcı” mânasına geldiği gibi “doğru yolu gösteren, irşad eden” mânasını da içerir (Kāmus Tercümesi, “rşd” md.). Rüşd kavramı Kur’ân-ı Kerîm’de hem Allah’a hem insanlara nisbet edilmektedir. Bir âyette Cenâb-ı Hak kullarına yakın olduğunu ve isteklerine olumlu cevap verdiğini, kendileri de ilâhî davete olumlu cevap verip iman ettikleri takdirde doğru yola girmiş olacaklarını beyan eder (el-Bakara 2/186). Diğer bir âyette de Allah’ın lutuf ve ihsanının bir eseri olarak imanı Muhammed ümmetine sevdirip gönüllerine yerleştirdiği, küfrü, fıskı ve isyanı çirkin gösterdiği belirtilmekte, bu niteliklere sahip kimselerin rüşd çizgisi üzerinde bulundukları bildirilmektedir (el-Hucurât 49/7-8). 

Âlimler reşîd isminin iki farklı mânasına dikkat çekmişlerdir. Bunlardan biri kelimenin aslına bağlı olarak “fiilleri daima yerinde olan, daima hakka isabet eden” şeklinde ifade edilmiş olup “bütün tasarrufları -herhangi birinin doğrudan veya dolaylı olarak yol göstermesi bulunmaksızın- amaçlarına ulaşan” diye açıklanmıştır. Diğeri ise irşad kalıbından gelen mürşid mânası olup “her bir varlığa kendi varlık yapısının özelliği ve yaratılış amaçları doğrultusunda yol gösteren, gelişmelerini sağlayan” diye yorumlanmıştır (İbnü’l-Esîr, en-Nihâye, “rşd” md.; Hattâbî, s. 97; Gazzâlî, s. 161). https://islamansiklopedisi.org.tr/resid--esma-i-husna

Kötü alışkanlıklardan kurtulmak için her gün “Ya Reşîd” ism-i şerifi okunmalıdır.

Herhangi bir meselede ne yapacağını şaşıran 514 kere “Ya Reşîd celle celâlühû” ism-i şerifini okursa kendisine işin doğrusu ilham olunur.

Her gün 1000 defa akşam ile yatsı arasında “Ya Reşîd celle celâlühû” ism-i şerifini okuyan işlerinde tedbirli ve uyanık hareket ederler.

Kötü huylarından kurtulmak için her namazdan sonra 514 ya da her gün 514 defa “Ya Reşid” okunması kurtuluşuna vesile olur.

Dünya ve ahiret mutlulugu isteyen kimse sayı ve adede bağlı kalmadan Er-Reşîd ism-i şerifinin zikrine devam etmelidirler.

“Ya Reşid” ism-i şerifini yatsı namazından sonra (100) kere okuyanın ameli makbul olur. Dileklerine nail olur.

Her hangi bir iş yada konuda kararsız olan veya ne yapacağını bilemeyen kimse, 514 defa ya “Ya Reşîd celle celâlühû” okumaya devam ederlerse işin doğrusu ona ilham edilir. Allah’ın izni ile kararsızlıktan kurtulur.

Her gün 514 defa “Yâ Reşîd” okuyan tarikat, istikamet ve rızada Raşit ve Mürşit olur.

Sürekli hata yapan ve işleri ters giden kimse “Ya Reşid” ism-i şerifini 1000 kere okusa, hatalarından kurtulur, işleri düzene girer.

Beş vakit namazdan sonra 514 kere “Ya Reşîd celle celâlühû” zikrine devam eden bütün kötü huylarından kurtulur, işleri iyi sonuçlanır.

“Ya Reşid” ism-i şerifini her gün okumaya devam eden kimse Cenab-ı Hakk’ın hidayetine mazhar olup dünya ve ahretine zarar verecek şeye teşebbüs etmez. Karar verme ve akıl yürütme ziyade olur. O kişiye muvaffakiyet yolu açılır.

“Ya Reşid” ism-i şerifinin zikrine devam eden kimse teşebbüs ettiği her şeyde, her hususta muvaffak olur, hayırlı neticeler alır. https://www.nukteler.com/er-resid-isminin-zikri-faziletleri/

Er Reşidesmasının ebced değeri ve zikir sayısı 514’tür.

Es Sabûr, Allah’ın isimlerinden (esmâ-i hüsnâ) biri. Sözlükte “tahammül etmek, kendini tutmak, sızlanmamak” anlamındaki sabr kökünden mübalağa ifade eden bir sıfat olan sabûr “çok sabırlı” demektir. Sabır terim olarak “aklın ve dinin yapılmasını gerekli gördüğü şeyleri yerine getirebilmek, yapılmamasını istediklerinden uzak durmak için nefsi kontrol altında tutma” diye açıklanmıştır. Sabûr Allah’a nisbet edildiğinde “günahkârları cezalandırma konusunda acele etmeyip lutfuyla muamele eden” mânasına gelir. Sabır kavramı Kur’ân-ı Kerîm’de sık sık geçer. İbnü’l-Cevzî, Kur’an’da yer alan sabır kavramının anlamlarını üç noktada özetlemiştir. Birincisi ve en çok kullanılanı “kendini tutma”dır. İkincisi, “Sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyin” meâlindeki âyette olduğu gibi (el-Bakara 2/45) “oruç”, üçüncüsü de, “Onlar cehennem ateşine karşı ne kadar sabırlıdır!” (el-Bakara 2/175) âyetinde yorumlandığı üzere “cüret”tir (Nüzhetü’l-aʿyün, s. 387-388). Kur’an’da sabır başta Resûlullah olmak üzere peygamberlere ve insanlara nisbet edilmiş, erdemli bir davranış olarak emredilmiş, çeşitli mükâfatlar, dünyaya ve âhirete yönelik iyi sonuçlar sabra bağlanmıştır (M. F. Abdülbâkī, el-Muʿcem, “ṣbr” md.), ancak Allah’a izâfe edilmemiştir. Bununla birlikte çeşitli âyetlerde başta zalimler olmak üzere kötü insanların davranışlarından Allah’ın asla gāfil olmadığı (İbrâhîm 14/42), bozguncuların fiillerine hemen mukabelede bulunmayı murat etseydi yeryüzünde bir tek canlı bile bırakmayacağı, ancak onları belli bir zamana kadar ertelediği belirtilmekte, böylece sabır kavramının içeriği dolaylı olarak Allah’a nisbet edilmektedir (en-Nahl 16/61; el-Kehf 18/58; Fâtır 35/45). Sabûr, Ebû Hüreyre’den nakledilen esmâ-i hüsnâ listesinde sadece Tirmizî tarafından zikredilmiştir (“Daʿavât”, 82). Ebû Mûsâ el-Eş‘arî’den rivayet edilen bir hadiste Hz. Peygamber şöyle demektedir: “Başkalarından duyduğu eziyete Allah’tan daha çok sabreden bir kimse yoktur. İnsanlar Allah’a ortak koşup denginin ve çocuğunun bulunduğunu söyledikleri halde O yine de insanları rızıklandırmakta, kendilerine sıhhat ve âfiyet vermektedir” (Müsned, IV, 395; Buhârî, “Edeb”, 71, “Tevḥîd”, 3; Müslim, “Münâfiḳīn”, 49-50).

Kādî Abdülcebbâr, sabır kavramında “belâ ve meşakkatlere göğüs germe” gibi beşerî mânalar bulunduğu gerekçesiyle sabûr isminin Allah’a nisbet edilmesini doğru bulmaz (el-Muġnî, XX/2, s. 224). Abdülkāhir el-Bağdâdî ise Mu‘tezile’nin bu titizliğine değindikten sonra İslâm âlimlerinin çoğunun yukarıda sözü edilen hadislere dayanarak sabûru ilâhî isimlerden saydığını belirtir (el-Esmâʾ ve’ṣ-ṣıfât, vr. 128b). Gazzâlî, esmâ-i hüsnâ içinde yer alan isim ve sıfatların çoğunun gerçek anlamda Allah’a ait olup mecazi mânada kula nisbet edildiğini, sabûr ve şekûr gibi bazı sıfatların ise Allah’a mecazen izâfe edildiğini söylemek suretiyle iki görüşü telif eder (el-Maḳṣadü’l-esnâ, s. 84). Âlimler, “günahkârları cezalandırmada acele etmeyen” anlamındaki sabûr ile “sabırlı ve temkinli olup kızgınlıkla muamele etmeyen” anlamındaki halîm isminin muhtevalarında yakın bir ilişki görmüştür. Ancak sabûr, günahkârın ileride cezalandırılmayacağı hususunu kesinlik derecesinde içermediği halde halîm bu mânayı ifade etmektedir (Hattâbî, s. 97-98; İbnü’l-Esîr, en-Nihâye, “ṣbr” md.). Kuşeyrî ve Gazzâlî gibi mutasavvıf âlimler kişinin sabır alıştırmaları yapmak suretiyle halîm mertebesine ulaşabileceğini söyler. 

“Ya Sabûr” ism-i şerifi devamlı zikrederek hem dünyada ve hem ahirette mutluluk için niyet edilmeli ve esas maksat yapılmalıdır. Dünyevi işlerimizdeki sıkıntılarda ve zorluklarda ve ahiret kazancımızın artmasında “Ya Sabûr” esması çok tesirlidir.

Es-Sabur esmasını devamlı zikreden kimseye Allahu Teala meşakkat ve zorluk zamanlarında ona sabır ve sebat ihsan eder. Başladığı işi, teşebbüs ettiği herhangi bir işte acizlik getirmez, vazgeçmez, hayırlısı ile onu sonuna erdirmeye muvaffak olur.

Her türlü sıkıntı, dert, tasa ve meşakkat çeken kimse her gün 3000 defa “Yâ Sabur” celle celalühü ism-i şerifini okumaya devam ederse Allah’ın izniyle sıkıntılarından ve dertlerinden kısa zamanda kurtulur.

Gün doğmadan seher vakti 100 defa “Yâ Sabur” esmasını zikreden kimse Allah tarafından korunur ve Allah’ın izni ve inayetiyle başına dert, bela ve musibet gelmez.

Güne başlarken her sabah 298 defa “Yâ Sabur” ism-i şerifini zikreden kimse Allahu Teala’nın himayesi ve koruması altında olur. Bela ve musibetlerden emin olur.

Her gün 298 defa “Yâ Sabur” ism-i şerifini zikretmeye devam eden kimse sabr-ı cemil sahibi olur ve dünya ve ahirette bahtiyar ve mesut olur.

Vücudunun sıhhati için veya rahatsızlıkları için devamlı olarak 33 defa “Yâ Sabur” ism-i şerifini zikretmeye devam eden kimse Allah’ın izni ile şifa bulup iyileşir.

5 vakit namazdan sonra 298 defa “Yâ Sabur” celle celalühü ism-i şerifini okumaya devam eden kimse sabır ve metaneti artar. Ubudiyetinde ve dünyevi işlerinde bıkkınlık hissetmez.

Evhamlı veya endişeli olan kimse 3000 kere “Ya Sabûr” celle celâlühû ism-i şerifini okumaya devam ederse evham, vesvese ve endişe gibi sıkıntılarından Allah’ın izniyle kurtulur. Normal sabırlı ve metanetli bir hal alır.

“Ya Sabûr” ismini zikreden kimse her türlü işlerinde zorluk, meşakkat çekmez. Allahu Teala’nın inayet ve yardımı ile başladığı işte muvaffak olur, bitirir. Başladığı her işi tamamlamadan bırakmaz, vazgeçmez.

Her gün 298 defa “Ya Sabûr” celle celâlühû esmasının zikriyle meşgul olan kimsenin kalbinde daima Allah sevgisi olur. Allah’ın inayet ve yardımı ile zulme, iftiraya ve zorluklara uğramaz. https://www.nukteler.com/es-sabur-esmasinin-anlami-ve-zikri-faziletleri-faydalari/

Es Sabûresmasının ebced değeri ve zikir sayısı 298’dir.

Bir Dua: "Allâhümme innî eûzü bike min azâbi’l-kabr ve min azâbi nar ve min fitneti’l-mahyâ ve’l-memât ve min şerri fitneti’l-mesîhi’d-deccâl. "Rabbiğfir-lî ve tüb aleyye, inneke ente’t-tevvâbü’r-rahîm"

 “Yâ Rabbi! Kabir azâbından, Cehennem azâbından, hayatın ve ölümün iptilâlarından ve kör Deccâl’in fitnesine uğramaktan Sana sığınırım! Allâh’ım! Beni bağışla ve tevbemi kabûl buyur! Çünkü Sen tevbeleri çok kabûl eden ve çok merhamet edensin.”

Diğer Haberler

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Diğer Haberler