TESBİT NAME

15 Temmuzu Tersinden Okumak!

15 Temmuzu Tersinden Okumak!

15 Temmuzun bir destan olduğu konusunda hiç kimsenin tereddüdü olmasın.

15 Temmuz hain darbe girişimine karşı toplumun her kesiminin ilginç bir şekilde bir araya gelerek, meydanlara dökülüp silahların tankların önüne siper olup,  kendi devletine kendi işleyişine kendi geleceğine sahip çıkışının kitabı yazıldı. Darbe girişimine karşı, diğer milletlere ilham olacak halk ayaklanmasının tarih boyu unutulmayacak bir örneği sergilendi.

Sovyet Rusya dağılmadan önce 1991 yılında yapılan darbe girişiminde Borist Yeltsin’in Moskova’da tankın üzerine çıkmasını hiç unutamıyorum. 1989 yılında, Pekin'deki Tiananmen Meydanı'nda tankların önünde duran meçhul kişiyi de hala unutamıyorum. (Bu iki önemli olay, süreci ve sonucu açısından ayrıca değerlendirilmelidir.) Adnan Menderes ve arkadaşlarının asılması ile sonuçlanan yüzkarası süreçte keşke 15 kişi meydanlara inseydi, yürüseydi… Büyük ihtimal asılmayacaklardı.

Konumuza dönelim…

15 Temmuzun Resmi Bayram olarak kutlanılması isabetli bir karar. Ancak Resmi Bayram adı altında halkın elinden alınmaması gerekir. Maalesef gidişat halkın bayramından çok resmi devlet kutlamalarına doğru evrildiğini endişe ile izliyoruz. 15 Temmuzda Milletin Şahlanışı iyi işlenilmez ve iyi yönetilemezse ilk versiyon kuşaktan sonra resmi bayramlar mezarlığında yerini almaya mahkum olur.

Belediyelerin evlere şenlik 15 Temmuz kutlama programları gerçekçi bir zemine oturmamaktadır.  Toplumsal açıdan kansere dönüşen ruhsuz konserler, milletin şahlanışını sulandırmaktadır.

15 Temmuz hain darbe girişimi, ılımlı mülayim entelektüel donanımlı olduğu düşünülen bir islami cemaatin ne kadar cani olabileceğinin bir kanıtı olmuştur.

15 Temmuz hain darbe girişimi bir islami cemaatin yabancı istihbarat örgütleri ile ne kadar iç içe geçebileceğini, devlete ve millete karşı nasıl kullanılabileceğini bize gösterdi.

15 Temmuz hain darbe girişimi, Türk askerinin kendi meclisini, kendi askerini kendi halkını nasıl hedef alıp bombalayabileceğinin talihsiz bir örneği olmuştur.

15 Temmuz hain darbe girişimi, bir istihbarat fiyaskosu olarak tarihte yerini aldı. Halkını, meclisini bombalayacak kadar canileşebilecek asker, siyaset, ticaret, cemaat vs yapılanması nasıl farkedilemedi !?

 Bu hain kalkışmayı istihbaratımızın önceden göremeyişi bilemeyişi takip edemeyişinde ihmali olanlar ile hesap görüldü mü? ( Hesap görülebildi mi ? )

15 Temmuz hain darbe girişimi ile sonuçlanan bir hizmet! hareketinin darbe girişimi öncesi akademik, siyasi, politik, bürokratik, yargı, askeri vs kadrolaşmalarının üzerine hangi düzeyde gidildi acaba ?

15 Temmuz hain darbe girişiminin ihanet ayağı ile mücadelenin tam manasıyla yürütüldüğünü düşünüyorum.

15 Temmuz hain darbe girişiminin ticaret ayağı ile olan mücadele kör kötelek, yarım yamalak büyük sineklerin geçtiği, küçük sineklerin takıldığı bir ağ gibi, bol soru işaretli bir şekilde yürütüldüğünü izliyoruz.

15 Temmuz hain darbe girişiminin siyaset ayağının bir kısmına hiç dokunulamadığı düşüncesi toplumda yaygın kanaattir. Siyaset ayağına tam manası ile dokunulduğu zaman temiz siyasetçi kalmayacağı düşüncesi ağır basmaktadır.

15 Temmuz hain darbe girişiminin ibadet ayağı ile yapılan mücadele tam bir mağduriyet organizasyonuna dönüşmüştür. Fışkırarak kanamaya devam eden bu yara, kapanacak gibi de görünmüyor.  Fetönün ibadet ayağı ve fetöcü olmadığı halde iltisak adı altında devletin dayağını yiyen fetö mağdurları kalıcı bir toplumsal bir yaraya dünüşmüş durumda.

15 Temmuz hain darbe girişimi üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen hala tutuklamalar devam ediyorsa devlet bu mücadelede nerede hata yapmaktadır. Bu olayın dini, sosyolojik  vs yönleri yok sayılarak, ihmal edilerek sadece asayiş yönünden mi konu ele alınmaktadır?

15 Temmuz hain darbe girişimi ile sonuçlan bu İslami hizmet! hareketinin hala toplum içerisinde gönül verenleri var ise bu kesimin saplantılı kara sevdadan vazgeçmesi için resmi ya da gayri resmi neler yapılmaktadır. Gönüllü Kültür Teşekküllerinin gündeminde bu konu ne kadar yer almaktadır?

Yoksa diğer cemaatler ya da dini gruplar, bu konuyu devletin asayişine havale edip, ihtimal hangi ülkenin istihbaratı içlerine sızmış bir şekilde sıra kendilerine gelene kadar kör sağır dilsiz bir şekilde beklemektedirler mi ?

Bu sene ( 2023 ) 15 Temmuz gecesi selalar daha bitmeden akaryakıta yapılan yüklü miktardaki zamlarla, yapılacak kutlamalara etkinliklere karşı darbe mi yapılmıştır? Yoksa hala CİA nın Türkiye taşeronu olan bu hizmet! hareketi (kuzu postuna bürünmüş içimizdeki hain kurt) hala uyuyan hücreleri ile hayatını devam mı ettirmektedir?

Hacca giden vatandaşlarımız oradan aldıkları elektronik eşyaları Türkiye’ye getiremeden 6 000 lira olan vergi 20 000 liraya çıkarıldı. Elektronik eşyalar hacıların elinde patladı. Devlete olan güvenin sarsıldığı bu konu hacıların tartışmasız gündemi oldu. Yoksa bu operasyonda selalar bitmeden zam yapan, uyuyan fetö hücrelerinin icraatı mı ?

Önümüzdeki 15 Temmuz kutlamaları için acaba hangi güzel icraatlarla! karşı darbe planlanmaktadır. Devletimiz ya da hükümetimiz bu konuda önlem alabilecek mi? Yoksa bu karşı darbelere hasta adam kıvamında kör sağır dilsiz oyunu oynamaya devam edilecek mi ?

Devlet eşittir Akparti, Akparti eşittir Recep Tayyip ERDOĞAN, Recep Tayyip ERDOĞAN eşittir Fetö ile mücadele  olarak algılanmaktadır. Reis nihayetinde fanidir. Bir gün görevini bırakacak ya da Hak vaki olacak. Haklı olarak Reisin şahsı ile özdeşleşen bu mücadele, Reis sonrası son mu bulacak ?

 Bakalım bekleyelim görelim…

Bakmayalım, beklemeyelim, görmeyelim. Büyük Türkiye İmparatorluğunun ve Aziz Milletimizin geleceği için Fetö ile yapılan mücadeleyi sahiplenelim.
Küresel güçlerin milletimiz üzerinde planladıkları ( kurguladıkları ) senaryoların farkında olmalıyız. Emperyal güçlerin ülkemiz üzerinde yaptıkları oyunlara karşı yapılan bu milli mücadelenin gerçek mecrasından uzaklaştırılmasına, sulandırılmasına müsaade edilmemelidir.

Kalın sağlıcakla…

 

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri