KULİS NAME

Ak Parti Kayseri Milletvekili Adaylarının Sahadaki Yansıması

Muhalefet partilerinin söylemlerinin var olanı "yıkmaktan" öteye gidemediği, ortaya somut bir proje koyamadığı, geleceğe dair "mevcudun üzerine" bir kazanım, bir yenilik, bir vizyon belirtemediği bir seçim kampanyası ortamında onları "es" geçip "bizim cenaha" dair izlenimlere bakalım.

Bir önceki yazımızda, Ak Parti Kayseri Milletvekili Adaylarının açıklanması ile birlikte, temayülün, mülakatın formalite olduğu ve Kayseri halkının genelinin beklentilerinin "dikkate alınmadığı" kanaatinin oluştuğunu yazmıştık. (https://www.kayserianahaber.com/kayseri-den-kopuk-bir-ak-parti-listesi-mi-_m5646.html)

Efendim, adayların açıklanmasından bugüne Ak Parti Kayseri Milletvekili Adayları halkta nasıl bir karşılık buldu? Buna bakalım.

Hulusi Akar Paşa'ya teveccüh (beklenildiği üzere) en üst seviyede. Paşa (kendinden menkul bir kıymet ile) liste başı olmanın hakkını fazlasıyla veriyor. Doğru seçim olduğu kanaatindeyiz.

Ayşe Hanım, "Nirden çıktı ya hu?" söylemleri ile "ithal aday" algısını değiştirmek için "kırk yıldır Kayseri’deymiş gibi" söylem ve eylemlerde bulunmaya çalışsa da henüz tam manasıyla kabullenilmiş görünmüyor. Entelektüel kişiliği ile sadece “kendisi olsa” yetecek aslında. Sosyal medyayı etkin kullanmaya çalışırken “tribünlere oynarken” yaptığı (veya yaptırılan) bazı hatalar "kaş yapayım derken göz çıkarır" cinsten olabiliyor. Örneğin Gaziantep'ten Sayın Fatma Şahin'i etiketleyip "İddiam odur ki Kayseri'nin gül baklavası hem daha hafif hem daha lezzetli" ifadesiyle yaptığı sosyal medya paylaşımı tam bir "yol kazası" oldu.

"Normal" bir zamanda böyle bir paylaşım tatlı ve esprili yorumlarla sosyal medyada görünürlüğü artırır, latif bir karşılık bulabilirdi. Ancak, bir yanda depremin vurduğu bir şehir, çadırlarda yaşayan insanlar, enkaz kaldırma çalışmaları ile hüznün yanında gerginlik hakimken sen tutar "baklava muhabbeti" yaparsan vatandaş da paylaşımın altına "döşer". Döşedi de nitekim.

Yorumlardan bazılarını yorumsuz olarak yazıyoruz (Twitter'daki paylaşımdan tüm yorumlara bakabilirsiniz)

"-Daha 2,5 ay önce on binlerce insanımızın öldüğü, yüz binlercesinin sakat kaldığı feci bir deprem yaşadık. Biriniz gidiyor New York’ta mağaza kapatıyor diğeriniz zıkkımlandığı tatlıları sosyal medyada paylaşıyor. Kalbinizde hiç mi merhamet kırıntısı kalmadı

-Kaç paraya satılıyor yazar mısınız?

-Hamur işinden Kayseri’ye sıra gelmeyecek. Hızlı tren rahmetli Veli Altınkaya’nın dediği gibi 2029’dan evvel ihale olmaz. 3 kere ihale yapıldı inşaat başladı dediler daha ihale yapılmadı.

-Baklavanın kendisi hafif ama fiyatı oldukça ağır Ayşe Hanım, ancak sizin kıymetli ağızlarınıza layık…"

Burada amacımız bir sosyal medya paylaşımı üzerinden Adayları yargılamak değil haşa. Aday listesinin halkın beklentisi göz ardı edilip "birilerinin listesi" olup olmadığı ile de ilgilenmiyoruz. Genel olarak bir tespiti dile getirmek istiyoruz.

İlk ikisi “ithal aday” olan, sonrasının da “halkta karşılık bulmadığı, benimsenmediği, kabul görmediği, tabanda ciddi huzursuzluğun hissedildiği” hemen her kesimce dile getirilen Adayları, farklı yerlerde dinleme ve gözlemleme fırsatımız oluyor, sosyal medya paylaşımlarını sürekli irdeliyoruz. Gittikleri yerlerde (Hulusi Paşa hariç) geneli itibariyle karşılayanlar “sen, ben, bizim oğlan” kabilinden teşkilat mensupları ve yakınları! Uğranılan Camiler, teşkilatın belirlediği ziyaret adresleri “zaten bizden” olanlar geneli itibariyle. Hitap meclislerinde kararsızları, muhalifleri, kafası karışmış gençleri göremedik açıkçası. “Hedef kitlenin” doğru seçilip seçilmediği konusunda endişelerimiz yok değil.  

Adayların söylemlerinde de yeni bir şey yok! Kayseri'ye dair bir proje, bir yol haritası, bir yenilik, bir vizyon… Yok. Genel olarak "Sayın Cumhurbaşkanımız… " ile başlayan cümleler. Tamam, Sayın Cumhurbaşkanımızın dünya lideri olduğu, Türkiye'yi şaha kaldırdığı, siyasi bir deha olduğu bizce de malum. Fakat sizler, Kayserimize hizmet için 85 + "Genel Merkez inisiyatifli ithaller" ile yaklaşık 90 kişi arasından temayül ve mülakatlarda da "öne çıkarak" listeye girebilmiş kıymetli Vekil Adaylarımız, yeni bir sözünüz yok mu? Kayseri'ye ne katacaksınız ki seçmen size oy versin?

Trafik ışıklarında 6-7 dakika beklemek zorunda kaldığımız, kağnıdan hallice hafif raylı sistem tramvayların yerine yer altı veya trafik akışını engellemeyecek seviyede bir yer üstü metro/hızlı tramvay gibi projeler,

Ülkenin göbeğinde Başkente giden yollarımızın yamalardan arındırılması, hızlı tren projesi, yerel yönetimler ile birlikte süspansiyon düşmanı rögar kapaklarının iyileştirilmesi,

Hak sahiplerinin mağdur edilmeyeceği, yatay mimarinin yaygınlaşacağı depreme dayanıklı kentsel dönüşüm projeleri, alt yapı ve üst yapı projeleri, tarım ve hayvancılığın teknoloji ile buluşacağı ve gelişeceği kırsal kalkınma projeleri,

Alternatif enerji kaynaklarının yaygınlaşması projeleri, geleceğimiz olan gençlerin akademik gelişmişliklerini artırırken milli ve manevi değerlerine de katkıda bulunacak çalışmalar,

Gelişmişlik yönünden 2000’li yılarda Kayseri ile eş gösterilen Konya’da 16 farklı Sanayi Bölgesi varken, ilimizin Organize Sanayi Bölgelerinin sayısını ve niteliğini artırmaya yönelik çalışmalar,

Kayseri Sanayisi denilince “mobilyadan” öte savunma sanayi üretimleri, teknolojik üslerden bahsedeceğimiz Organize Sanayi Bölgelerinin yapılması,

Gibi proje ve çalışmaların sahada bahsi oldu da biz mi duymadık acaba?

 Gidilen yerlerde “Sayın Cumhurbaşkanımız...” efendim, “beka mücadelesi...” efendim, “Karşı taraf terörle kol kola...” falan filan. İyi de mübarekler! Mikrofon uzatılan bir amcanın “Tayyip’e canım feda oğlum, TCG gemisi de mükemmel olmuş ama soğan da 30 lira! Ya hu ben TCG gemisini mi yiyeceğim?” şeklindeki ifadesini nereye koyacağız? Ak Parti’nin seçim sloganlarından/şarkılarından biri olan “Yanlışa yanlış de, doğruya doğru” çok isabetli bir ifade kanaatimizce. Halkın içine karıştığınızda yanlışa yanlış, doğruya doğru diyebiliyor musunuz?

Doğruya doğru! İHA, SİHA, Kızıl Elma, TCG Savaş Gemisi, TOGG, terörle mücadele, faizle savaş, yasakların kalkması, özgürlüklerin artması, Ayasofya’nın yeniden camiye çevrilmesi... Onlarca doğru. Alkış...

Yanlışa yanlış! Sırf tabiiyet esasıyla atanan (kimi) liyakatsiz yöneticiler, “mülakat” adı altında işleyen “torpil”, yüksek enflasyon ve düşen alım gücü, geçim sıkıntısı, yüksek ev kiraları, haddinden fazla artan araç fiyatları, dövizdeki artış... Tamam bir nebze “küresel gelişmelerin” etkisi var da partinizin (hükümetinizin) hiç mi hatası yok. Halka daha şeffaf, daha torpilsiz, daha ekonomik yaşanabilir bir Türkiye adına gayret sarf edeceğinizden de bahsedecek misiniz?  

Tekrar ediyoruz, amacımız her biri kendi alanında tecrübeli, bilgi birikimi olan adayları yargılamak değil haşa. Gördüğümüz kadarıyla tespitimiz odur ki, Sayın Cumhurbaşkanımız öyle bir vizyona sahip ki yalnızca sürdürülebilirliğine omuz vermekten öte bir katkısı olmayacak sahadakilerin. Gerek yapılan hataların gerek adayların “tabanda karşılık bulmayışının” tezahürü ile halkın nabzını tuttuğumuzda “4’e razı” bir seçmen görüyoruz. Olur da vekil sayısı düşerse, bir önceki seçimde kazanılan 6 vekilde bile “10 vekilden 4’ünü niye kaybettik?” diye soran tabana bunun hesabını kim verecek? Olası böyle bir tabloda birileri çıkıp “özür dileriz, bir sonraki seçimde tabanı dikkate alacak, temayüle kulak verecek, mülakatları daha ‘ciddi’ yapıp neticelerinde objektif, beklentilerle uyumlu adaylarla yürüyeceğiz.” Diyebilecek mi?  

Özetle, Hulusi Akar Paşa'dan ve Ayşe Hanım'ın Kayseri'ye kendini kabul ettirme çabasından başka diğerlerinden açacak pek de bahis yok. Öyle görünüyor ki önümüzdeki seçimin iki tarafı var: Sayın Cumhurbaşkanımız ve diğerleri (yedi düvel).

Yine öyle görünüyor ki, sandıkta (Kayseri için) Sayın Cumhurbaşkanımıza (Hulusi Akar Paşa'nın da katkısıyla) teveccühümüz neticesinde Hulusi Akar Paşa'nın yanında 3-4 ismi de Yüce Meclisimize göndereceğiz. Kimse "kerameti" kendinden bilmesin, var olsun Reis.

Hayırlısı…

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri