KULİS NAME

Kayseri'de Ak Parti'ye Fren!

Kayseri'de Ak Parti'ye Fren!

14 Mayıs'ta yapılan 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi sonuçları henüz resmi olarak kesinlik kazanmamış olsa da partilerin oy oranları, oy sayıları ve çıkardıkları milletvekili sayıları belli oldu.

Buna göre Türkiye genelinde Ak Parti'nin oyu 75 ilde düşerken 6 ilde arttı. Oyların düştüğü illerden biri de Kayserimiz.

Diğer partilerin analizini belki bir başka yazıya havale ederek Ak Parti'ye Kayseri özelinde bir analiz ortaya koymaya çalışalım.

Oy kaybının nedenlerine geçmeden evvel sayılar ve oranlar ile 2018 Genel Seçimleri ile bir kıyas yapalım.

Kayseri'de 2018 verileri:

Toplam Geçerli Oy Sayısı: 866.613
Ak Parti'nin Aldığı Oy Sayısı: 438.869
Ak Parti'nin Oy Yüzdesi: 50.64%
Çıkardığı Vekil Sayısı: 6

Kayseri'de 2023 verileri:

Toplam Geçerli Oy Sayısı: 945.931
Ak Parti'nin Aldığı Oy Sayısı: 385.162
Ak Parti'nin Oy Yüzdesi: 40.72%
Çıkardığı Vekil Sayısı: 5

Sayıları analiz edelim. İlk bakışta yaklaşık %10'luk bir oy kaybı gibi görünse de (ki, bu oran bile üzerinde ciddi düşünülmesi gereken bir orandır.) 2023 seçimindeki geçerli oy sayısı üzerinden 2018'deki oy yüzdesini korumuş olsaydı 479.019 oy almalıydı. (2023 yılı 945.931 geçerli oyun %50.64'ü)

Yani, oransal olarak bakıldığında 93.857 oy kaybetmiş görünüyor ki bu da yaklaşık %20 demektir.

Özetle Ak Parti Kayseri'de 2018 seçimlerine göre yaklaşık %20 oy kaybetti diyebiliriz. "Karşı cenahın" terör örgütlerine yakın partilerle ittifak etmiş olmasının daha fazla oy kaybını önlediğini de hatırlatmak isteriz.

Peki, seçmen, Ak Parti'yi neden frenledi? Önceki dönem 6 olan Ak Parti Kayseri Milletvekili sayısı ne oldu da 5'e indi? Kayseri'de önceki seçimde oy veren her 5 kişiden 1'i neden bu defa Ak Parti'ye oy vermedi?

Aslında soruların cevaplarını kısmen daha önceki yazılarımızda verdik (bu yazının altında bulabilirsiniz) defaatle uyardık. Davaya zarar gelir düşüncesiyle bazı hususları dile getirmekten ictinab ettik fakat artık açık açık yazalım da "Ak Parti'nin Öze Dönüşünde" belki faydamız olur. Cumhurbaşkanımızın vizyonuyla son 20 yılda adeta çağ atlayan, savunma sanayisinden Şehir Hastanelerine yüzlerce dev yatırımı hayata geçiren, 7 düvele meydan okur hale gelen Ak Parti'nin bunca güzel ve başarılı işleri yapmasına rağmen ülke genelinde ve Kayseri'de oy kaybetmesinin başlıca nedenleri (bizce) şunlardır:

Bürokraside ekseriyetle liyakat yerine tabiiyeti esas alıp atanan yöneticilerden illallah ettik. Kimi zaman da "Siyasete yön veren yerel dinamiklerin" gönülsüz de olsa "olur" verdiği, tabiiyet yerine liyakati ile öne çıkan bazı bürokratın da "siyasi ortakların" sahadaki gölgelerince yıpratılmasına "ses çıkarılmadığını" üzülerek müşahede ettik.

Partinin kuruluşunda benimsenen birçok hassasiyet zamanla terk edildi.

Yolsuzluk ve rantın önüne geçil(e)medi. "Bizden" olanlar rantı kendinde "hak gördü".

Teşkilatta (özellikle Kayseri) milli görüş çizgisine sahip adamlar değer görmez oldu. Erbakan Hoca merhum zamanındaki veya Partinin kuruluş zamanındaki disiplin, insan kaynakları kalitesi ve heyecan kayboldu.

İyi giyinimli ama fikri olarak kötü donanımlı şahıslar öne çıktı.

Partinin adını, üst düzeydekilere yakınlığını kullanan bazı kişiler, alkol, uyuşturucu ve eğlenceyi hayatının normali haline getirdi ve yaşam tarzı olarak "eleştirilen bir CHP'liden" farkları kalmadı.

Teşkilat mensubu birçok "tesettürlü", manken edasında, aşırı makyajlı, pahalı giyimli kızlarımız, altlarında lüks araçlarla hava atıp, gezip kafelerde nargile tüttürürken gariban ancak "hakiki tesettürlü' kızlarımızla aralarına duvarlar ördüler.

Lüks, israf, şatafat, kibir, tepeden bakma teşkilatı sarmaşık gibi sardı.

Fikri olandan ziyade parası veya makamı olana teveccüh edildi.

Temayül ve mülakat formaliteden yapıldı ve halktan kopuk, halkı yok sayan, bağevi "Oligarklarının" dayatma listesi ile halkın karşısına çıkıldı. Her ne kadar mevcut isimlerin listeye konmayışı memnuniyetle karşılansa da yeni liste de tatmin edici olmadı. Teşkilatta emeği olan, temayülde üst sıralarda yer aldığını bildiğimiz, eskiden beri gelen ama eskimeyen, Kayseri'yi iyi bilen, iyi tanıyan teşkilat kökenli adaylara vefa gösterilmedi.

Kayseri'de ne izi, ne tozu olan "ithal" adaylar bu kadar kısa sürede seçmen tarafından kabul görmedi.

Teşkilatlar "körler sağırlar birbirini ağırlar" kabilinden dışa kapalıydı.

Belediye imkanlarının, kamu imkanlarının partizanca kullanılması faydadan çok zarar verdi. Örnek verecek olursak, Belediye iştiraklerindeki kursiyerleri otobüslerle bir nevi "zorunlu" götürdüğünüz, adayların bulunduğu ve söz aldığı yemekli toplantılar ters tepti. Bir kurum yöneticisinin "Paşa'yı Bakan sıfatıyla konuşmacı olarak davet ettik" dediği program ciddi tepkilere neden oldu ve partiye zarar verdi.

Sosyal medyada çok amatörce ve hedefini bulmayan algı yönetimiyle kötü bir seçim süreci yönetildi. Öyle ki, bu seçim sürecinde adayların binlerce takipçisi olduğu halde hemen hepsinin paylaşımlarının çoğu 40-50 beğenilerde kaldı.

Adaylar ve dahi teşkilat, Cumhurbaşkanımızın varlığı harici "kendinden menkul bir kıymet" (Paşa hariç) ortaya koyamadı. Yeni bir söylem, içten ve samimi ifadeler, Kayseri'ye bir vizyon namına üç-beş sönük cümle harici duyulmadı.

Sorunları görmezden gelen bir politika izlenildi. Enflasyon, alım gücündeki düşüş yok sayıldı. Sahada "ekonomi" diyenleri “provakatör” yerine koyuldu. Oysa, "Yanlışa yanlış, doğruya doğru" denilseydi daha inandırıcı ve samimi görünecekti.

Bu ve belki de daha fazlası sebeplerle Ak Parti'deki kişilerin bir kısmı yerli ve milli üretimlerle ülkeyi "Şahlanış Dönemine" hazırlarken bir kısmı ise 20 yıl öncesinin "hayat, iman ve cihattır" çizgisindeki duruştan çok çok uzakta.

Biz halkın sandıkta vermek istediği mesajı şöyle okuyoruz:

"Sayın Cumhurbaşkanımız, siz lider olarak başımızda olmalısınız ancak Ak Parti kendine gelip, özüne dönmeli. Sizin yakınınızda olup yanınızda olamayanların, beka mücadelesinde Hakk davanızı özümseyemeyenlerin ayıklanması şart. Ak Parti, mafyalarla anılmamalı, ranta geçit vermemeli, ismine yakışır şekilde adaleti şeffaf ve tarafsız olarak yeniden tesis etmeli, içindeki şımarık zengin züppelerden arınmalı, kibirli, alaycı, davadan ve halktan uzak kişileri içinde barındırmamalı. Halka hizmeti Hakka hizmet sayan, milli bir duruşu, milli bir gayesi olan "dava erlerine" yeniden yer verilmeli Ak kadrolarda."

Bakalım Reis de sandığı bizim gibi okuyup bir an evvel köklü bir yenilenme ve değişimle "öze dönüşü" başlatacak mı?

Hep birlikte göreceğiz…

Bu arada şöyle bir notu düşmekte fayda görüyoruz: Başarısızlığın faturasını dışarıdan gelen adaylara kesmek isteyecek bazı "Oligarklar" olabilir. (Bu yazıdaki "oligark" ifadesi ile kastedilmek isteneni bir önceki yazımızda bulabilirsiniz.) "Bizim dediklerimizi aday gösterseniz böyle olmazdı" diyebilirler. Biz de diyoruz ki: "Paşa da olmasa her halde 4 vekil bile çıkarılamayacaktı". Reis'in hatırı, Paşa'nın rüzgarıyla oldu ne olduysa. Gerisinde kimse kerameti kendinden bilmesin.

1 Yorum

Fatih aydın

Fatih aydın

24 Mayıs 2023
Helal olsun valla, o kadar doğru ve yerinde tespitleriniz olmuş. Ben Erdoğan cezaevine girdiğinde Niğde de milli görüşten arkadaşlarımla gidip cezaevi nin karşısında vefa nöbeti tuttum. Yorumlarda bahsettiğiniz nedenlerle cumhurbaşkanlığı hariç son üç seçimde ak parti ye oy vermedim vermem de. Yüzde yüz doğru tespitlerinize reis dokunursa o zaman başka.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri