- 29 Temmuz 2025 - ÖZGÜRLÜK GEMİSİ BASKINI
- 04 Temmuz 2025 - ELON MUSK’IN STARLİNK’LERİ TÜRKİYE’DE.
- 02 Temmuz 2025 - LEMAN VE EFSANE KARİKATÜRLERİ
- 17 Mayıs 2025 - YİNE AMERİKA KAZANDI! SUUDİ AMERİKA VE BİRLEŞİK ARAP (AMERİKA) EMİRLİĞİ, KÖRFEZİN İLAHI
- 01 Mayıs 2025 - ELON MUSK VE KAYSERİLİ DAMAT
- 11 Mart 2025 - CADI OLMAK İSTEYENLERE ALTIN TAVSİYELER!
- 25 Ocak 2025 - ÖNCE AMERİKA!
- 16 Ocak 2025 - GAME OVER HAMAS!
- 13 Ocak 2025 - THE END. (HOLLYWOOD)
- 07 Ocak 2025 - GASSAL
- 01 Haziran 2020 - Gemilerin Mesajları

ALİ YUNUSOĞLU
-YENİ- GAZZE’YE YÜRÜYÜŞ MÜ?
GAZZE’YE YÜRÜYÜŞ MÜ?
İki yıla yakındır devam eden 7 Ekim Aksa Tufanının akabinde sadece Kayseri’de onlarca yürüyüşler, gıyabi cenaze namazları, eylemler, protestolar, basın açıklamaları gibi birçok eylem düzenlendi. Bunlardan bir kaçı hariç diğerlerine neredeyse katılım bir avuç topluluk tarafından gerçekleştirildi. Özellikle bazı STK’lar arasındaki ayrışmayı netleştirmek istercesine aynı gün farklı mekanlarda ya da farklı zamanlarda eylemler gerçekleştirdi. İlk başlarda heyecanla katıldığım bu eylemlere birde siyasiler de dahil olmaya başlayınca iş iyice amacından sapmış oldu.
Bu konuyu bir kaç farklı başlıkta ele almak istiyorum.
Dil, Din, Irk Ayrımı Olmadan Birleşemek
Gazze gibi tüm dünyanın; dinlisi dinsiziyle, müslümanı gayrimüslimi ile aynı meydanları dolduuğu bir konuda binler nasıl olurda farklı dinden veya düşünceden olduklarını unutup bir araya gelirde Türkiye’de çoğunlukla müslümanların organize ettiği eylemlere bırakın dinsizi müslümanı bile bir araya getiremez.
Sivil Toplum Kuruluşlarının Etkisizliği
Gazze gibi evrensel bir başlık altında bile birçok sivil toplum örgütü, kendi üyelerinin çağrılarına kulak asmasını ve eylemlere katılmasını sağlayamıyor. Oysa STK'lar, toplumsal duyarlılığı harekete geçirme konusunda kilit rol oynamalıdır.
Engellenen Yürüyüşler
Türkiye genelinde yapılması planlanan, "Beştepe'ye yürüyüp sözü devlet başkanımıza söyleyelim" denilen yürüyüş nasıl engellenir ve "aşırı grupların" eylemi yaftasıyla baskılanır? Dahası, bu önemli eylem hiçbir haber kanalında yer bulamaz.
Yine bir-iki hafta sonra planlanan TBMM'ye yürüyüş de sabote edilerek önü kesildi. İlk başta sadece başkentte olması beklenen bu eylem, İlim Yayma Cemiyeti’nin üstün çabalarıyla(!) eş zamanlı olarak tüm yurtta, özellikle de Ayasofya’ya doğru yapılan bir yürüyüşe dönüştürüldü. Oğul Erdoğan’dan damat Bayraktar’a, DİB Erbaş’tan şehrin protokolüne kadar birçok önemli ismin katıldığı bu yürüyüşle, büyük Ankara yürüyüşü etkisiz hale getirildi.
Sorumluluktan Kaçış ve Eylemlerin Engellenmesi
Hakan Fidan'ın "STK’lar artık gereğini yapmalı" açıklamasıyla topu taca atması, işin sorumluluğunu üzerinden attığı şeklinde yorumlanabilir. Oysa durum ortada: Kadınlar eylem yaptığında polis tarafından yerlerde sürükleniyor, aktivistler limanlarda ticareti protesto etmek için gemilere çıktıklarında gözaltına alınıyor. "Yeniden Vicdan Gemileriyle yola çıkalım" denildiğinde ise limanlar kapatılıyor. Peki o zaman STK'lar ne yapabilir? Birde kendinizi sorgulamayı deneseniz. Şener şen ve Kemal Sunal’ın bir repliği vardır. “Agam bizimle eğlenir”
Samimiyetsiz Eylemler
İktidarın organize ettiği, muhalefeteymiş gibi yapılan bu yürüyüşleri anlayamıyorum. Sivil halk, "elimden başka bir şey gelmiyor, sesimi duyurmak istiyorum" derken yürür; peki siz neden yürüyorsunuz?
Daha önce Mavi Marmara Gemisi'nde, geçtiğimiz haziran ayında ise “March To Gaza” (Büyük Gazze Yürüyüşü) kapsamında Mısır’ın başkenti Kahire'deydim. Ama nedense kendi şehrimde uzun zamandır hiçbir eyleme katılamıyorum. Bunun nedeni, İspanya’dan Malezya’ya, Avustralya’dan İrlanda’ya kadar birçok duyarlı insanı; dili, dini, ırkı, mezhebi ne olursa olsun bir araya getiren Gazze'nin, bizleri bir araya getiremiyor olması. Ya kurum logolarını öne çıkarıyorlar ya da eylemleri sabote etmeye çalışıyorlar. Hiçbir yurt dışı eylemde bunları göremezsiniz. Tek bir logo vardır: Gazze. Tek bir bayrak vardır: Filistin.
Elveda, samimiyetsiz ve çıkarcı eylemler...
Ali YUNUSOĞLU 15.08.2025
Henüz Yorum yok