- 21 Kasım 2025 - ÇOCUK EĞİTİMİ ÜZERİNE
- 14 Kasım 2025 - NE İSTİSMAR NE DE İSTİHMAR
- 07 Kasım 2025 - KAVRAM KATLİAMI
- 31 Ekim 2025 - İNSANİ HİZMETLERİN BAŞLANGIÇ NOKTASI ANA-BABA HUKUKUNA RİAYETTİR
- 23 Ekim 2025 - TARİHSELLİK ÜZERİNE
- 17 Ekim 2025 - İSRAİLİYAT ÜZERİNE!!!
- 10 Ekim 2025 - CİHAD İZZET VE ŞEREF KAZANDIRIR
- 03 Ekim 2025 - SAHABEYİ ÇOK SEVİYORUZ
- 02 Ekim 2025 - ÂDİL YÖNETİMİN ŞİFRELERİ
- 21 Eylül 2025 - ANA SINIFLARI VE YOGA EĞİTİMİ
- 12 Eylül 2025 - MESCİD VE İMAM
- 05 Eylül 2025 - DEĞERLER EĞİTİMİ ÜZERİNE
- 29 Ağustos 2025 - TEVHİD-İ TEDRİSAT
- 21 Ağustos 2025 - NİTELİKLİ MÜSLÜMAN YETİŞTİRMEK ZORUNDAYIZ
- 17 Ağustos 2025 - ÂLİMLER İÇİN GÖREV TANIMI VE EĞİTİM-ÖĞRETİM
- 07 Ağustos 2025 - MÜNAFIK ZİHNİYETİN HAYATA BAKIŞI
- 04 Ağustos 2025 - ADİL SİYASETÇİ OLMAK İÇİN VAHYİN EĞİTİMİNDEN GEÇMEK GEREKİR
- 28 Temmuz 2025 - ZALİMİN ZULMÜ VARSA MAZLUMUN ALLAH'I VAR
- 22 Temmuz 2025 - KUDÜS'E BİR DE BU FETVADAN BAKALIM
- 21 Temmuz 2025 - İLGİLENENLER İÇİN METODİK BİR HATIRLATMA
- 31 Mayıs 2025 - MÜRŞİD-İ KÂMİL KİMDİR?
- 09 Temmuz 2023 - Zaman Ve Mekanla Kayıtlı Olmayan İbadet; Cihad
- 19 Nisan 2023 - Kötülüklere Karşı Tavırlı Olmak İmandandır
- 16 Şubat 2023 - İhtiyaç Fazlasını Vermek
- 03 Ekim 2022 - Ailenin Selameti İçin
- 20 Temmuz 2022 - Önderlik Konumu ve Sorumluluk
- 16 Nisan 2022 - Kimse Teklif Sahibi Müslümanları Sevmiyor!
- 30 Aralık 2021 - Faiz Düzenine Nefes Aldıranlar Utansınlar !
- 26 Aralık 2021 - Faiz Kur'an ve Sünnette Haram Kılınmıştır; Faize Para Yatırmayın
- 19 Aralık 2021 - Seherleri İhya Etmenin Üzerine
- 28 Kasım 2021 - Allah Teala'ya Karşı Edepli Olalım
- 06 Ekim 2021 - Emanete İhanet Etmeyelim
- 25 Eylül 2021 - Sünneti Doğru Anlamada Dört "T"
- 13 Eylül 2021 - Ailede Din Eğitiminin Verilmemesi Çocukları Şirke Düşürebilir.
- 11 Eylül 2021 - Yoksulluk Sorununa Dinimizin Bakışı ve Çözümü
- 08 Eylül 2021 - Tasavvufta Terakki ve Zikir Kavramları
MEHMET SÜRMELİ
-YENİ- GÜNDEMİ KİM BELİRLİYOR?
GÜNDEMİ KİM BELİRLİYOR?
Hz. Peygamber(s.a.v.), hiçbir zaman başkalarının belirlediği gündeme göre fikir imal edip Müslümanları yapay gündemlerle uğraştırmamıştır. Kendi hedefini her zaman belirleyen Hz. Peygamber’dir. Başka din mensupları ve toplumlar Hz. Peygamber’in belirlediği gündemi takip etmek zorunda olmuşlardır. Bu durumda İslâm, her zaman etkin ve hâkim konumdadır. Bunun en büyük faydalarından birisi de İslâm’ın sürekli gündemde kalmasıdır. Lehte veya aleyhte konuşmalar dinin araştırılmasına vesile olmuş ve birçok insanlar bu sayede hakkı bulmuştur. Bugün Müslümanların en büyük sorunu dünya ölçeğinde olsun, yerel anlamda olsun kendi gündemlerini belirleyememeleridir. Şöyle de denilebilir; günümüz İslâmî hareketleri gündem belirleme konusunda sıkıntı çekmektedirler. Hatta gündem belirleyememektedirler. Siyasette de ilmi alanda da durum böyledir.
Müslümanlar günümüzde İslâmî ilimler alanında kadim dönemlerde üretilenleri tüketmektedirler. Sorunlara dinden çözümler üretememektedirler. Bu nedenle, halkı Müslüman ülkelerdeki gündemsizlik ideolojilerin öne çıkarak dinleşmesini ve hayatı belirlemesini sağlamıştır. Ülkemizdeki ateizmi ve deizmi üreten nedenlerden birisi de budur. Ülke kurulurken tercihini pozitivizmden yana yapan elit kadronun eserinin daha başka olması da beklenemezdi. Daha doğrusu Müslümanlar, emperyalizmin belirlediği gündemlerin arkasında koşmakla ömürlerini tüketmektedirler. Bunda hatalı olan taraflar, eskiyi mutlaklaştıran geleneksel kesim, modern dünya görüşüne teslim olup dinin böyle bir meselesinin olmadığını iddia eden modernite tercihli ilahiyatçılar ve dinin hayata müdâhil olmamasını savunan laikçilerdir. Bunlara karşı ilmi duruş sergileyecek istikamet sahibi âlimleri yetiştirmek, kurumlar oluşturmak ve İslâm’ı edilgen hâlden kurtarmak Müslüman olduğunu söyleyen herkese bir vecibedir. Bunun için de dini olması gereken yere koyana kadar Müslümanlığının bilincinde olan farklı kesimlerin kendi gündemlerini vahiy eksenli bularak ve çalışmaya başlayarak kapalı mekânlardan; bireysel zevkleri kendi gettolarında paylaşmaktan çıkmaları şarttır. Din mahkûm vaziyetteyken yapay gündemlerle oluşturulan zorlama konuşmalar ve nostaljik kıssalar düşünen Müslümanları sıkmaktadır.
Bir ülkede gündemi dünya ticaret merkezi güdümlü antlaşmalı politika, bu politikanın figüranlarının “horoz dövüşü” misali yapay kavgaları, futbol veya magazin kültürü belirliyor ve Müslümanlar da bu gündem dâhilinde yok oluyorlarsa keyfiyetini kaybetmiş bir Müslüman kalabalıktan bahsedebiliriz. Ağır bir ifade de olsa kitlesel “istihmar” vardır. Unutulmamalı ki böylesi bir kitle hukuk zayiatının ve zalim siyasetin etkinleşme alanlarının farkında bile olmaz. İşte bu farkında olmayış hâli “istihmar”dır. İnsanı böyle düşük bir dereceden sadece İslâm kurtarabilir
MEHMET SÜRMELİ


Henüz Yorum yok