VEYSEL EKİNCİ

Bugün Susma Zamanı Değil!

BUGÜN SUSMA ZAMANI DEĞİL!

 Hz Ömer (ra) kudretli, güçlü, otoriter bir devlet reisi...

  Devlet başkanı olunca hutbeye çıkıyor ve: "Eğer ben haktan, adaletten saparsam ne yaparsınız? " dediğinde; hiç tereddüt etmeden zayıf, çelimsiz bir sahabi ayağa fırlıyor, kılıcını çıkarıyor ve:" vallahi seni şu kılıcımla doğrulturum" diyor .

 Bunun üzerine Hz Ömer: " Ya Rabbi, sana sonsuz şükürler olsun! Haktan, adaletten sapacak, gaflete düşecek olsam beni kılıcı ile düzeltecek, cesur sahabelerim var" diyerek  dua ediyor.

 Âli İmran suresi, 104. ayette yüce Mevlam: 'Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır" buyruluyor.

  Sayın Cumhurbaşkanımızın asırlara sari devrimler yaptığına, başarı imzalarının  nesiller boyunca silinmeyecegine, tüm bunların sevabını ilahi huzurda, kıyamet gününde alacağına inancımız tamdır.

Dinimiz adına, insanlık, mazlumlar adına, zalimleri dize getirme, özellikle insanlık onurunu ayağa kaldırma adına, müslümanların başını dik tutmak, belini doğrultmak adına yaptığı hizmetler taktire şayan olup unutulacak gerçekler değildirler.

Nankörlük yapanın gözüne dizine dursun.

 Buna karşın, kimi işlerde yapılan hataları, yanlışları da dillendirmek, uyarmak, alternatifini söylemek hem bir insanlık borcu, hem de milliyetçiliğin, vatanperverliğin, müslüman olmanın kayıtsız şartsız, amasız fakatsız bir gereğidir.

 Korkmayın eleştirmekten, hakikatlerin su yüzüne çıkmasından! Eleştiri, uyarı sadece hakikatlerin üzerindeki tozları, pasları siler atar.

 Davanız güçlü, icraatlarınız sağlam, idareniz adil ise eleştiri sizi daha da güçlü yapar.

 Herkesin konuştuğu, bildiği gerçekleri; aman partiye zarar verir, seçimler için dezavantaj olur, şimdi zamanı mı, sen de mi?... Gibi karşıt eleştiri ve savunma psikolojisi yersiz olup davaya daha çok zarar verir.

 Hele hele partide bir şekilde görev alanların, ya da parti sayesinde bir makamda olanların sus pus olmaları, çekingen davranmaları anlaşılır gibi değil!

 Tekrar söylüyorum; Şahsen ben Ak Parti'ye bir dava olarak inandım, güvendim, Reisimize sonuna kadar da destek verdim, vermeye de devam edeceğim.

 Bir şartla! Eğriye eğri doğruya doğru diyebilmek şartıyla.

 Nasıl ki, Ak Parti zamanında imzalanan " Istanbul Sözleşmesi" yoğun baskılarımız, eleştirilerimiz, uyarılarımız sonucunda  iptali edildi;

 maaş konusunda yapılan haksızlığı da  aynı şekilde dile getiriyoruz.

 Yanlış, yanlış, yanlış kardeşim!

 En düşük memur maaşının üçte birini emekliye vereceksin, biz de sessiz kalacağız öyle mi!

Vatanımız için her türlü tasarrufa, desteğe, peynir ekmek yemeye razıyız ve hiç yüksünmeyiz; ama ücret artışındaki aşırı dengesizligi de  asla kabul etmeyiz.

 Memleket sıkıntılarını en alt tabakaya yüklemek büyük hata! Yoksa herkese yok, varsa adaletli paylaşım yapmalısınız.

Asıl, emeklinin paraya ihtiyacı vardır. Çocuk evlendirecek, belki bir ev almıştır borcu var, veya küçük bir bahçe almış uğraşacak, belki  hacca gitmeyi deneyecek.

 Belki Reis'in bir bildiği var diyoruz; ama, belki de ekonomiyi yönetenlerin yanlış ikna ve yönlendirmeleri sonucunda  bu karar uygulanıyor.

 Derhal bu yanlıştan dönülmeli.

Olmaz, olamaz, duymalısınız!

 Biz görüyoruz, lütfen siz de görün, bizi dinleyin yeter!

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri