VEYSEL EKİNCİ

Miras Bir Bela Oldu!

Miras Bir Bela Oldu!

Zamanında dedelerimizin, babalarımızın ihmalliği, tembelliği veya cehaleti yüzünden sevimli olması, mutluluk vermesi gereken mal, mülk kazandıran miras hadisesi; günümüzde bir bela oldu.

Zamanında çözülmeyen miras konusu, zamanla nüfusun genişlemesi, alt dallara ayrılması, hak sahiplerinin büyük bir kısmının ölmesi, çocukların, torunların; hatta torunların çocuklarının devreye girmesi ile daha da karmaşık, içinden çıkılmaz bir hal aldı.

Kimi damatların miras işine burnunu aşırı sokması, eşini sürekli tahrik edip kışkırtması; aileler arasındaki kavga ve düşmanlık oluşmasına ciddi etki yapıyor.

Ayrıca, zamanında bir şekilde mülkü eline geçiren, resmi bir belge edinen mirasçıların tamamına yakını elindeki bu gücü kullanıyor ve hak sahipleriyle paylaşmıyor.

Normal şartlarda bir miras konusunu çözmek isterseniz; 40, 50, 100, hatta daha da fazla mirasçıya ulaşmanız, imzalarını almanız, noterden vekaletname onaylatmanız mümkünatı çok zor ve kolay kabul edilebilecek işler değildir.

Hatta yurt dışında bile mirasçıları takip etmek zorunda kalıyorsunuz.

Pekâlâ, attığınız taş, ürküttüğünüz kurbağaya değer mi? O da önemli.

Allah korkusunu, ilahi adaleti, hak hukuku, haramı, helali dikkate almadan yapılan miras paylaşımı bir hak gaspı, daha doğrusu hırsızlıktır.

Miras mücadelesi genelde belirli bir yaştan, ya da emekli olduktan sonra başlıyor.

Bir diğer mücadele sebebi de; malın bir zaman sonra değer kazanmış olmasıdır.

İnsanlar bu yolla ömürlerinin son demlerini huzursuz geçiriyorlar, ahiretleri için de ateşlerini hazırlıyorlar.

Toplum çok yönden darbe alırken, aç gözlülük, hırs azgınlığı, hile yapma rezaleti, ele geçirdiği fırsatı lehine çevirme alçaklığı ve iğrençliği yüzünden paramparça olmuştur.

Kavgalar, öldürmeler, yaralamalar, dışlanmalar, mecburi göç hareketleri sonucunda aile, akraba bağları kopuyor, dostluklar ortadan kalkıyor, bireysel ve materyalist bir yola giriliyor, sevginin, hoşgörünün yerini kin, nefret ve intikam duyguları alıyor.

Öncelikle hükümet, bu konuların çözümünü kolaylaştırmalı, kanaat önderleri, dinî otoriteler, sözü dinlenen alimler; halkı bu konuda bilgilendirmeli ve bilinçlendirmelidir.

Durum acil ve vahimdir. Aksi takdirde dağılan ve ayrışan bir toplumu toparlamak, sürdürülebilir olmasını sağlamak imkansızdır.

İşte gerçek hayat ve din bu şekilde elden gidiyor.

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri