MÜFİT FURKAN

Müslüman mısın ?!

MÜSLÜMAN MISIN?!

 

- Müslüman mısın?!

- Elhamdürillah! Müslümanım. (“r” harfi ile bilerek yazılmıştır)

- İslam’ın şartlarını biliyor musun?

- Biliyorum tabi; ııı, şey, beş olan mıydı, altı olan mı?

- Beş olan… Altı olan imanın şartları.

- Tamam, o zaman; 1- Namaz kılmak, 2- Oruç tutmak, 3- Hacca gitmek, 4- Zekât vardı… Dört oldu, hah bir de şehadet şeyi vardı(?)

- Evet; birincisi Kelime-i Şehadet getirmek. Kelime-i Şehadeti zaten biliyorsundur, namaz kılıyor musun?

- Yok, kılmıyorum…

- Oruç tutuyor musun?

- Tutmuyorum; daha doğrusu ben tutamıyorum; yemek neyse de o kadar saat susuz, sigarasız dayanamıyorum. Zaten dinimiz kolaylık dini değil mi?

- Peki. Zekât veriyor musun? Malın mülkün var şükür, sana zekât düşüyordur.

- Doğrudur; malım mülküm var. Ama kolay mı kazandık kardeşim. Öyle senin hesap kırkta bir filan değil de, işte elimden geldiğince fakirlere filan yardım ederim arada.

- Maddi durumun ve sağlığın müsait. Hac için bir girişimin var mı?

- Araplara para mı kazandırayım! Hacca gideceğim parayı burada ihtiyacı olana veririm, daha sevap (?)

- Kur’an okuyor musun?

- Yok; okumayı bilmiyorum, bilsem de Arapçasından zaten bir şey anlaşılmıyor (?) Türkçesinden okumak lazım. Valla ona da hiç vaktim olmuyor ne yalan söyleyeyim.

-  Yalan söylediğin olur mu?

- Ohooo; bu devirde yalansız olur mu? Mecburen yani, söylüyoruz zaman zaman.

- Gıybet eder misin?

- Gıybet?

- Dedikodu gibi yani, başkalarının arkasından, doğru olsa bile duyduğunda hoşlanmayacağı şeyleri konuşmak.

- Valla, günde herhâlde 40 kişinin arkasından atıyoruz.

- Faiz hakkındaki düşüncen nedir? Yatırım yaparken faize de yatırır mısın paranı?

- Tabi ki. Param eriyip gider yoksa. Çol-çocuğun rızkı(!) erisin mi?

-  İçki içer misin?

- Arada sırada. Düğünde dernekte, arkadaşlarla bir araya geldiğimizde, bazen arkadaşlarla parti filan olur, eğleniriz o zamanlarda, kimi zaman kafa dağıtmaya, yılbaşında, denize tatile gidince filan işte…

- Kumar oynar mısın?

- Bizimkisi kumar sayılmaz. Arkadaşlarla kendi aramızda, hesabına, yemeğine, bazen takım elbisesine filan kâğıt oynarız. Vakit öldürmek bizimkisi.

- Şans oyunları oynamıyor musun?

- Haaa; iddia, piyango, loto filan diyorsun. Onlar kumar değil ki! Yasal onlar, devlete gidiyor parası.(?)

- Hımm; tesettür ile ilgili fikrin nedir?

- Şimdi… Tesettür dediğin başını kapatmaksa herkesin kendi görüşü, saygı duyarım ancak hani bu çuval gibi pardösü, kara çarşaf, peçe filan yapanlar oluyor. Onlara karşıyım ben şahsen. Ne bileyim, bu devirde…  Yakışmıyor yani (?)

- Namahreme baktığın olur mu?

- Şimdi bakmam desem yalan olur. Doğru dürüst giyinene lafımız yok, kimisi acaip dikkat çekici giyiniyor… Gözümüz takılıyor haliyle. Hem ne demişler; güzele bakmak sevaptır. Zaten bazısı da baksınlar diye öyle giyinmiyor mu? Anlıyor musun?

- Anladım anladım!

   Namaz yok, oruç yok, Kur’an yok, zekât sakat, Hac yok.

   Yalan var, gıybet var, faiz var, içki var, kumar var, namahreme nazar var…

   Şimdi tekrar soruyorum; Müslüman mısın?!

- … !

   Evet, maalesef yalnızca “kimlik Müslümanı” olanlarımızın sayısı az değil (Allah (cc) cümlemize hidayet versin.) ancak Rabbimizin emir ve yasaklarına riayet eden, Peygamber Efendimizin (sav) sünnet-i seniyyesine ittiba etme gayretinde olan, günahlardan ve haramlardan azami derece sakınan, takva sahibi Müslümanların sayısı da oldukça çok Elhamdulillah.

   Buradaki amacım; şuurlu Müslümanlar olmamız gerektiğine vurgu yapmaktır. Ahirzaman fitneleri içinde nefisimize ve imanı çalınmaya çalışılan neslimize sahip çıkmalıyız. Sistematik bir şekilde; ahlaksızlığın “özgürlük”, tesettürsüzlüğün “medeniyet” olarak lanse edilmeye, alkol vb. kullanımının “sıradanlaştırılmaya”, yalan, gıybet, faiz gibi kavramların “normalleştirilmeye” çalışıldığı bir dönemde taklid-i imanımızı, tahkik-i imana çevirmeye gayret ederek şuurlu Müslümanlar olmalıyız. Allah (cc); cümlemizi şuurlu Müslümanlardan eylesin. Âmin.

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri