DR. CEMİL PASLI

Bağınız her daim açık mı?

Bağınız her daim açık mı?

“Dost bağına sebepsiz girilmez” şeklinde Anadolu İrfanı’nın mihenk taşlarından olan bir söz var.

Söz önce bakımlı ve verimli bir bağ olmanızı sonra da kapı ve gönlünüzü herkese açmanızı salık veriyor.

Üzüm veren asmalarınız, meyve veren ağaçlarınızla dolu olan bir bağ gibi olmalı insan.

Size geleni hoş sefa ile karşılayıp, sizi tercih ettikleri ve yaratılışın gereği iyilik yapmanıza vesile oldukları için teşekkürlerle uğurlamalısınız.

Sema eden Mevlevi derviş gibi Hakk’’ın bağına indirdiği nimetleri bir eliyle alırken diğer eliyle halka sunmalıyız.

Arayan her telefona bakmalı, çalan her kapıyı açmalı ve insanların taleplerine cevap vermeliyiz.

Bu her talebi yerine getirebileceğimiz anlamına gelmemeli.

Ama muhataba halife olan insan değerini verip, o duyguyu ona geçirip yerine getiremiyorsak niye getiremediğimizi harika bir iletişimle, en güzel cümlelerle izah etmeliyiz.

Sadece hizmet için kabul edilmesi gereken milletin emaneti olan makam ve mevkilere gelen bir kısım insanlar kısa süre içerisinde nefsin/egonun balon gibi şişirmesiyle kendilerini dağ zannediyorlar.

Arayan, kapılarını çalan insanlara dönmüyorlar, ilgilenmiyorlar.

Bu Allah’ın en sevmediği pozisyonu izah ederken “tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olamamış” masalına sığınıyorlar.

Allah katında bize imtihan için verilen şeylerin maddi hiçbir kıymeti ve değeri yoktur.

O, verdiği emanetlerle bizim iyi veya kötü insan olduğumuzu ölçüyor.

Ve bizzat kendisi “ben size şah damarınızdan daha yakınım” (Kaf, 50/16) ve “dua edin cevap vereyim” (Mümin, 40/60) ayetleriyle bize ne yapmamız gerektiğini öğretiyor.

Dünya tümüyle araçlardan ibaret olup amaç ahreti kazanmaktır.

Ahireti araçsallaştırıp dünyayı amaç edinenlere yazıklar olsun!

Mekke aristokrasisi ile muhatapken kendisiyle muhatap olmak isteyen gözleri görmeyen (engelli) bir sahabe olan Abdullah bin Mektum’dan yüz çevirdiği için Hz. Peygamber (s.a.v.) Allah tarafından uyarılmadı mı?

Abese suresi ilk ayetlerini sıklıkla okuyarak açalım gönül bağlarımızı.

Telefonla arayan her sesi, kapımıza gelen her nefesi Hızır bilelim ve onlara öyle içten davranalım olmaz mı?

Muhatabını Hızır, yaşadığın geceyi kadir bilirsen eğer;

Temas ettiğin her kişi Hızır, yaşadığın her gece Kadir olur buna inan.

Şu kısa dünyada baki bir hayatı kazanmak için Allah’ın sana ikram ettikleriyle donattığın bağınız 7/24 herkese uzaktan ya da yakından hep açık olsun olur mu?

Kıymetli dostlar!

Yazıyı okuduysanız bir de 75 adet özgün videomun yer aldığı 7/24 açık bağımı teşrif için You Tube kanalıma https://www.youtube.com/channel/UCxYBmpeDKEVdEnsAPwjV7sg adresini tıklayarak “abone” olabilir misiniz?


Is your vineyard always open?

There is a saying that is one of the cornerstones of Anatolian Lore: "The vineyard of friendship cannot be entered into without a reason."

The Word advises you to first be a well-groomed and productive vineyard, and then to open your doors and hearts to everyone.

A person should be like a vineyard full of grape-bearing vines and fruit-bearing trees.

You should welcome those who come to you and send them off with thanks for choosing you and allowing you to do good as required by creation.

Like a Mevlevi dervish who performs the whirling dance, we should take the blessings God has sent down to his vineyard with one hand and present them to the public with the other.

We must answer every phone call, open every door that knocks, and respond to people's demands.

This does not mean that we can fulfill every request.

But if we cannot give the interlocutor the human value of the caliph, convey that feeling to him and fulfill it, we must explain why we cannot do so with a great communication and the most beautiful sentences.

Some people who come to positions and positions entrusted to the nation, which should only be accepted for service, soon think that they are mountains due to their self/ego inflating them like a balloon.

They do not respond to people who call or knock on their doors, they are not interested.

While explaining this position that Allah dislikes most, they take refuge in the tale of "the rabbit was offended by the mountain, but the mountain did not know about it".

The things given to us as a test in the sight of Allah have no material value or value.

He measures whether we are good or bad people by the trusts he gives us.

And she herself teaches us what we should do with the verses "I am closer to you than your jugular vein" (Qaf, 50/16) and "Pray and I will answer" (Mumin, 40/60).

The world consists entirely of tools and the aim is to gain the afterlife.

Shame on those who use the afterlife as an instrument and aim for this world!

While dealing with the Meccan aristocracy, the Prophet turned away from Abdullah bin Maktum, a blind (disabled) companion who wanted to talk to him. Wasn't the Prophet (pbuh) warned by Allah?

Let's open our hearts by reading the first verses of Surah Abese frequently.

Let's consider every voice that calls on the phone, every breath that comes to our door as Hızır, and treat them sincerely, shall we not?

Your interlocutor is Hızır, if you can appreciate the night you live;

Believe me, every person you come into contact with becomes Hızır and every person you experience becomes Kadir.

In order to gain a lasting life in this short world, can the vineyard that you have equipped with what God has given you be open to everyone, from near or far, 24/7?

Dear friends!

If you have read the article, can you also "subscribe" to my You Tube channel by clicking https://www.youtube.com/channel/UCxYBmpeDKEVdEnsAPwjV7sg to honor my 24/7 open link, which includes 75 original videos?

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri