- 30 Eylül 2024 - -YENİ- GEÇMEK Mİ, KALMAK MI?
- 23 Eylül 2024 - METAFOR (MESNEVİ/KABAK METAFORU)
- 10 Eylül 2024 - İDDİALAR VE HIRSLARIMIZIN KUŞATTIĞI HAYATLARIMIZ
- 03 Eylül 2024 - KİTAP VE SİLAH DENGESİ
- 21 Ağustos 2024 - GÖZ BEBEĞİMİZ OLAN DOSTLARIMIZ (!)
- 12 Ağustos 2024 - ÖNCELİKLİ KAYGILARIMIZ
- 06 Ağustos 2024 - SEVGİ-ACI-HZ. İNSAN
- 29 Temmuz 2024 - İNİŞ-ÇIKIŞ-KONFOR
- 22 Temmuz 2024 - GENÇLİĞİN GÜNDEMİNDEKİ KONULARA DAİR: SORU/CEVAP
- 15 Temmuz 2024 - KAPAĞINIZ/DUDAĞINIZ KAPALI MI?
- 09 Temmuz 2024 - SÜLEYMANLAR AYAKTA ÖLÜR.
- 05 Temmuz 2024 - EVLİLİK YAŞI İÇİN 5 N 1 K (HZ. AİŞE ÖRNEĞİ ÜZERİNDEN)
- 25 Haziran 2024 - İNSAN HAYATA NEREDEN BAŞLAMALI ?
- 12 Haziran 2024 - İNSAN NEDEN ALZHEİMER VE DEMANS OLUR?
- 05 Haziran 2024 - SEVİNİNCE TOPRAĞA, ÜZÜLÜNCE GÖKYÜZÜNE BAK!
- 29 Mayıs 2024 - BİR HİKÂYENİZ VAR MI?
- 23 Mayıs 2024 - “EN BÜYÜK SÜRPRİZ” BİZİ BEKLİYOR OLABİLİR Mİ?
- 13 Mayıs 2024 - MESLEK LİSESİ Mİ, FEN/ANADOLU LİSESİ Mİ? (MÜFREDAT İÇİN)
- 06 Mayıs 2024 - ANAOKULU MU, ÜNİVERSİTE Mİ? (MÜFREDAT İÇİN)
- 29 Nisan 2024 - HARDAL TANESİ
- 22 Nisan 2024 - ÖZELEŞTİRİ Mİ / SAVUNMA MI?
- 08 Nisan 2024 - SİYASETTE ADALET Mİ FAYDA MI?
- 03 Nisan 2024 - YAPAMADIĞIMIZ ŞEYİ ALLAH’TAN İSTEMEK!
- 26 Mart 2024 - BUEN VİVİR
- 25 Mart 2024 - BAŞROL DE Mİ OYNUYORSUNUZ, YOKSA FİGÜRAN MISINIZ?
- 13 Mart 2024 - NEHİR AKMALI!
- 12 Mart 2024 - NEHİR AKMALI!
- 05 Mart 2024 - SAYGI DUYMAM GEREKEN BU(!) MU?
- 29 Şubat 2024 - DÜNYA VE AHİRETTE UYUYABİLMEK VE UYANABİLMEK
- 22 Şubat 2024 - OMURGA
- 12 Şubat 2024 - AİLE NEDEN İLK DÜŞMANDIR?
- 09 Şubat 2024 - ANNE/BABA/ÖĞRETMEN ACI BİR TEBESSÜM
- 29 Ocak 2024 - DERDİNİN DEVASI SEN’SİN
- 23 Ocak 2024 - EŞYANIN RUHU
- 15 Ocak 2024 - ALÇAK GÖNÜLLÜ
- 09 Ocak 2024 - NEDEN UZAKLARI YAKIN, YAKINLARI UZAK ETTİK?
- 01 Ocak 2024 - EN BÜYÜK FESAT NEDİR ?
- 25 Aralık 2023 - İKİNDİ NAMAZI VE BENÎ KURAYZA YAHUDİLERİ
- 18 Aralık 2023 - Kütük Çok Sahibi Yok!
- 12 Aralık 2023 - Fix/Takıntı
- 04 Aralık 2023 - Siyaset ve Tefekkür
- 27 Kasım 2023 - Haddini bil, mutlu ol!
- 20 Kasım 2023 - Korona Döneminin Dijital Çocukları
- 14 Kasım 2023 - Sessizliğin Gücü (Meryem, 19/10)
- 07 Kasım 2023 - Çocuğa Sevgi, Gence Güven ve Yaşlıya Saygı
- 16 Ekim 2023 - Pozitiflik, Saf Pozitiflik midir?
- 12 Ekim 2023 - Gülümseme ve Huzur
- 02 Ekim 2023 - Kabz ve Bast
- 20 Eylül 2023 - Bağınız her daim açık mı?
- 13 Eylül 2023 - Nişanlınız Nasıl Güzel Olur?
- 30 Ağustos 2023 - Helalleşme/Sıfırlama(!?) Mümkün mü?
- 22 Ağustos 2023 - Yalanın Negatif ve Pozitifi
- 17 Ağustos 2023 - Ne yığdırın, ne de bağırtın.
- 07 Ağustos 2023 - Kadife Yumruk (Gerçeğin Gücü)
- 03 Ağustos 2023 - Artırılmış Sanal Hayatın Kurbanları
- 23 Temmuz 2023 - Peygamber Kıssaları ve Çocuk Eğitimi
- 18 Temmuz 2023 - Peygamber Kıssaları ve Çocuk Eğitimi
- 03 Temmuz 2023 - Neredesin Hızır?
- 28 Haziran 2023 - Nakıs/Noksanlık/İmtihan
- 14 Haziran 2023 - “5” “95”den Büyüktür. (Çocuk Eğitimi)
- 06 Haziran 2023 - Aile Mahremiyeti ve Nükleer Enerji
- 29 Mayıs 2023 - Talip Olduklarımıza Dikkat!
- 23 Mayıs 2023 - Liderlere “Hüsn-i Hâtime” İçin 5 Tavsiye
- 15 Mayıs 2023 - Seferoğulları, Tellioğulları ve Yeşil Vadi
- 08 Mayıs 2023 - Ubasute
- 01 Mayıs 2023 - İşiniz Zor mu?
- 10 Nisan 2023 - Niyet-Düşünce-Söylem-Eylem-Amel-Ahlak
- 27 Mart 2023 - Faraziye Hayatlar, Şimdi ve Burası
- 20 Mart 2023 - Kifayetsiz Muhterisler, Dış Güçler ve Türkiye Yüzyılı
- 13 Mart 2023 - Sofradaki Çatal (Vasat-Orta Yol)
- 06 Mart 2023 - Hayat; geriye doğru …, ileriye doğru…
- 20 Şubat 2023 - Sabır; Boyun Eğmek Değil Mücadele Etmektir.
- 13 Şubat 2023 - Deprem - Kenetlenme - Kader - Tedbir
- 08 Şubat 2023 - Köy/Şehir Gerilimi ve Başıboş Köpekler Sorunu
- 31 Ocak 2023 - Akupunktur-İğnelenme-Eleştiri
- 23 Ocak 2023 - Üç Farklı Rüzgârın Anaforundaki Ülke’m
- 17 Ocak 2023 - Mehmet’leri “Fatih” Yapmak İçin…
- 09 Ocak 2023 - Mevlana, Konevi ve Urmevi’yi Anlamak İçin…
- 03 Ocak 2023 - Kadın ve Erkek “Eş” Değerdir.
- 26 Aralık 2022 - “Sema” bize ne anlatır?
- 20 Aralık 2022 - Kötülük Genini Çıkarabilir miyiz?
- 12 Aralık 2022 - Kimin Uydusuyuz?
- 05 Aralık 2022 - Sağlıklı Birey-Mutlu Aile-Huzurlu Toplum
- 02 Aralık 2022 - Hak ve Hakikat
- 21 Kasım 2022 - Acı Bir Tebessümle Kayan Yıldızlar
- 15 Kasım 2022 - Aile ve Gençlik Çalıştayı
DR. CEMİL PASLI
Her Zaman, Her Şeye Rağmen Kazanmak mı?
Her Zaman, Her Şeye Rağmen Kazanmak mı?
İslam Ümranı ile Batı Medeniyeti sürekli mücadele halindedir.
En dar dairede kalp ile nefis (ego) arasında başlayan mücadele durgun bir suya attığımızda oluşan halkalar misali genişleyerek açılan alanlarda devam eder.
İki sisteminde ilkeleri vardır:
1.İslam Ümran’ının nokta-i istinadı: Hak, adalet ve hukuk önünde eşitliktir.
Batı Medeniyetinin dayanak noktası: Kuvvettir.
2.İslam Ümranında hayata bakış: Hayat bir yardımlaşmadır.
Batı Medeniyetinde hayata bakış: Yaşam bir mücadeledir.
3.İslam Ümran’ının hedefi: Fazilet, muhabbettir.
Batı Medeniyetinin hedefi: Menfaattir.
Misaller çoğaltılabilir…
Bizim üzerinde duracağımız konu İslam Ümranında ve Batı Medeniyetinde; kazanmak konusu.
İslam Ümran’ında aslolan yolun hakkını vermek, yolda Kur’an ve Sünnette çerçevesi çizilen müstakil yolu izlemek ve sonucu tevekkülle Allah’a bırakmak.
Batı Medeniyetinde ise, her şeyin insanda başlayıp ve insanda bittiği ve insan ancak kazandığında mutlu olacağı düşüncesiyle o yolda her şeyi mubah görmek.
Batı’da gelişen bu kazanma tutkusu ve her yolu işletme metodu maalesef bir virüs gibi dünyanın her köşesine yayıldı.
Oysa insan ahlaki duruşunu bozmadığı sürece kaybetse de kazanabilir.
Dünya Müslümanlar için kısa imtihan edildiğimiz geçici “şey” lerden ibaret.
Dünya bir satranç tahtası, eşya ve insanlar ise satranç taşları.
Biz satranç oynarken ölçülen beyin kapasitemizdir.
O ölçümden sonra şah, vezir ve piyon aynı kutuya konulur.
Dünya, bir kundağa yıkanıp, pak bir şekilde tertemiz başladığımız baki âleme geçiş tünelidir.
Ve temel amacımız Allah’ın pak, tertemiz bir kundakta çırılçıplak soktuğu tünelden, tünel bittiğinde yıkanıp kefene sarıldığımızda ruhumuzu ve kalbimizi kundaktaki temizlikte muhafaza ederek sahibine geri götürmek olmalı.
Bu sebepler “asıl zafer takva sahiplerinindir” (Kasas, 28/83) sözüyle Allah sınavın sonuna dikkat çeker.
Sürekli ve her hâlükârda kazanma hırsı insanlığımızı bir fare gibi kemiriyor dostlar.
Dünya imtihanını bir satranç oyununa benzettik ya!
En iyi satranç oyuncuları “gambit” i bilir ve o strateji üzerine oynar.
Taşları muhafaza yönelik satranç en iptidai, en basit, en ilkel kafaların yaklaşımıdır ve onlardan bir cacık olmaz.
Nedir gambit!
Taş vererek, rakibi mecburi hamlelere zorlamak ve kaçınılmaz mata yürümek.
Gambit taktiğinin İslam inancı açısından imtihan oyununa uygulaması şudur.
Dünyada vereceğin taşlarla, şeytanı ve nefsi mata zorlar, ahiretini garanti altına alırsın.
Satrançtaki gambit taktiğinin Kur’an-ı Kerim’deki referansı şu ayettir:
“Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu bilir.” Al-i İmran, 3/92.
Always Winning Despite Everything?
The Islamic Umran and Western Civilization are in constant struggle.
The struggle that starts between the heart and the nafs (ego) in the narrowest circle continues in areas that expand and open, like the rings that form when we throw ourselves into a still water.
There are principles in two systems:
1. The reference point of Islamic Umran: Right, justice and equality before the law.
The mainstay of Western Civilization: Force.
2. View of life in Islamic Umran: Life is a cooperation.
View of life in Western Civilization: Life is a struggle.
3. The goal of Islamic Umran: Virtue is love.
The goal of Western Civilization: Benefit.
Examples can be multiplied…
The subject we will focus on is Islamic Umran and Western Civilization; about winning.
The main thing in Islamic Umran is to do justice to the path, to follow the independent path outlined in the Qur'an and Sunnah, and to leave the result to Allah with reliance.
On the other hand, in Western Civilization, everything starts and ends with man, and man will be happy only when he wins, to see everything as permissible on that path.
This passion for winning and the method of operating every way that developed in the West has unfortunately spread to every corner of the world like a virus.
However, as long as a person does not break his moral stance, he can win even if he loses.
The world consists of temporary "things" for which we are briefly tested for Muslims.
The world is a chessboard, things and people are chess pieces.
It is our brain capacity measured when we play chess.
After that measurement, the king, queen and pawn are placed in the same box.
The world is a tunnel of passage to the eternal realm, where we wash in a swaddling cloth and start cleanly.
And our main goal should be to return our souls and hearts to the owner by preserving our souls and hearts in the cleanliness of the swaddling, when we are washed and wrapped in a shroud when the tunnel is finished, through the tunnel that Allah has put naked in a clean, immaculate swaddling.
For these reasons, Allah draws attention to the end of the test by saying that "the real victory belongs to those who have taqwa" (Qasas, 28/83).
The greed to win, in any case, is eating away at our humanity like a mouse, my friends.
We compared the world test to a game of chess!
The best chess players know the "gambit" and play on that strategy.
Chess is the approach of the most primitive, simplest, most primitive minds to protect the pieces, and there is no charm from them.
What is gambit!
To force the opponent into compulsive moves by giving stones and to walk to the inevitable checkmate.
The application of the Gambit tactic to the test game in terms of Islamic belief is as follows.
With the stones you will give in this world, you will force the devil and the soul to match, and you will guarantee your hereafter.
The reference to the gambit tactic in chess in the Qur'an is the following verse:
“You will never attain goodness unless you spend from what you love in the way of Allah. Whatever you spend, Allah knows it.” Al-i Imran, 3/92.
Henüz Yorum yok